ÖZGÜRLÜKLE BERABERbir türkü: “çift jandarma geliyor lo, kaymakam konağından ….” Sordu sırtımda şaklayan kırbaç, en ıslıklı sesiyle kimden doğurdun bu bileklerindeki ip izini, söyle. uçurtmam kaçmasın diye annem bağladı diyemezdim ki ben; ne annemi ve nede uçurtmamı ele veremezdim ki …. kaçıyorum, yolum iki yamaçtan yırtık, uçurtmamın ipi bilekte kelepçe gözüm hiçbir şey görmeden, kör karanlıkta ve sessizce offf ayaklarım çıplak, içimde firarımla karışık bir sancı uçurtmamın kuyruğunda, rengarenk gök kuşağı saklı. / hakkımda daha doğduğum gün, tutuklama emri çıkarılmıştı …. şimdi diyorum, bir ses çağlasa gökyüzünden, çağırsa bulutlar yarınlarına deseler al uçurtmanı gel, rengarenklerini unutmadan ama fırtınalar eserken ardımdan, ben boş bırakıp günlüğümü uçsam seni yürekten avuçlamaya, ellerim yeter mi gökyüzü /sizlerde varsınız arananlar listesinde hiç asmayın yüzünüzü …. hep beraber, ertelensin düğünler, şenlik sofralarında balonlar patlasın biz üzerinde gezelim yerçekimsiz, suçlar ayak altında kalsın bu bir isyan mı, hayır …. insan olmak onuru yüreğimizde kanatlanmak özgürlüğünü kullanıyoruz, insanlığımız gereğince / ama bu direniş biliyoruz ki, bir yerlerden çözülecek gene …. dört duvar arasında, dışarıya soğuk yağıyor, iç çekişler gibi büyüyor kardan adamlar ip izini görmeden bileklerindeki, karlarla oynuyor çocuklar haydi şimdi bir çentik daha duvara, sayım gelecek birazdan düşünce nasılsa emin ellerde, sayılacağız vazgeçersek davadan / dayan, korkma nasılsa doğacak güneş karlı dağların ardından …. sordu suratıma inen dehşetli yumruk, en duvar sesiyle, nereye kaçırıyordun habersiz, bileklerindeki kelepçeyi söyle. ona bu şiiri okuyamazdım,sustum bir türküyü mırıldanır gibi ben; ne seni ne de beynimin içindekileri ele veremezdim ki …. /ayak sesleri …, ayak sesleri ….., geliyorlar kardan insanlar gibi CEVAT ÇEŞTEPE |
kazım Doğan tarafından 3/12/2008 9:25:00 PM zamanında düzenlenmiştir.