Bir başına
Karanlık gecenin zemherinde,
Ellerin arkadan kelepçeli. Kuruyan dudakların, Sevdaya türkü mırıldanırken, Ayakların çıplak, Duvarlar soğuk, Tel örgülü pencereden, Zifiri karanlık sızır, Odanın çatlamış duvarlarının arasından. Namludan ayrılmış bir mermi gibi, Vahşice gelir ölüm, Ve tek başına üşür soğuk yatağında ellerin. Ranzanın küf kokulu demirleri, Burnunu sızlatırken, Kapı eşiğine kadar dayanan ölüm, Bir rüzgar uğultusu gibi, Ve yere düşen kuru bir yaprak gibi, Çatlamış toprağın tenin de, Ölü bir tohum gibi susuz kalır, avuç içinde. Gece soğuk, Gece uzun, Gece zifiri, Ve bir direnç nefesin, Soluk soluğa, Yaşama bir düş kurar gibi, Gerçi umut uzak değildir sevdaya. Gerçi sevda varsa yüreğinin üstünde, Kursağından kusarak ölümü, Bir başına soluksuz, Bir başına direnerek yaşarsın sevdayı. İbrahim Dalkılıç |