GÖNÜL
Aşkı tatmaya görsün inim inim iniler
Gönül öyle bir şey ki, teli olmayan bir saz. Yeter ki cûşa gelsin mızrapsızda çalar o Gönül öyle bir şey ki, eli olmayan bir saz. Gönülse âşıkların hem limanı, hem ağı Onsuz onlar yaşamaz, odur bahçesi, bağı Âşıkların mekânı mâşukların konağı Gönül öyle bir şey ki, dili olmayan bir saz. Sevdiğini del’eyler inci diş, hilâl kaşı Eğer gönül gönülse yaza çevirir kışı Kaynağı o olsa da gözden akıtır yaşı Gönül öyle bir şey ki, seli olmayan bir saz. Sevdâlıya “tam deli” kim diyorsa o haklı Çeşm-i şehlâ bir bakış baştan alıyor aklı Bestesi ve güftesi, notası onda saklı Gönül öyle bir şey ki, kolu olmayan bir saz. Yürekteki sızıyı sevgi ile dindirir Kalplerdeki alevi vuslat ile söndürür O, âşığı içinde hiç durmadan döndürür Gönül öyle bir şey ki, mili olmayan bir saz… 09/08/’15 Hanifi KARA |