TÜRKİYEMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın BAŞLARKEN
"Türkiyem" şiiri; Süleyman KARAMAN ile Bekir GÜÇLÜER’in ortak çalışmasıdır. Şiir, 7+7 hece ölçüsü ve her il ve bölge kendi adıyla kafiyeli olarak yazılmıştır. Şiirde; 81 il birer kıta, yedi coğrafi bölge birer kıta ve Türkiye geneli iki kıta ile anlatılmış olup tamamı doksan kıtadır. Şiir, illerin ve bölgelerin alfabetik sıralamasıyla altı bölüm halinde düzenlenmiştir. Birinci, üçüncü ve beşinci bölümler Bekir GÜÇLÜER, İkinci, dördüncü ve altıncı bölümler Süleyman KARAMAN tarafından kaleme alınmıştır. Saygılarımızla sunarız. BİRİNCİ BÖLÜM Çukurova güneşi hayat beyaz altına, Seyhan’ı huzur verir kıyıda oturana. Yılanlı tarlaları konu olur romana, Esirgemez iş, aşı nimetimdir ADANA. Kommagene’den beri, Nemrut’ta durmuş zaman, Güneşin doğuşunu sakın kaçırma aman! Kırık dökük Tanrılar bir tarihe tercüman, Göçer fırsatı bulan çileli ADIYAMAN. Düşman dayar hançeri Anadolu karamsar, Yiğit yürekli Bozkurt Kocatepe’yi aşar. Bozulur palikarya yüzünde patlar şamar, Kaymağı bol, sokağı dar AFYONKARAHİSAR. Türkiye’nin doruğu zirvenin tadı ayrı, Ağrı Dağı efsane, kutsamış yüce Tanrı. İshakpaşa Sarayı ovadan az yukarı, Etekler çiçek çayır, başı dumanlı AĞRI. Kılıç Arslan yaptırdı mermerden beyaz saray, İmar etti tüm şehri han, hamam, kervansaray. Camileri oyma taş, pencerelerde vitray, Dervişe dergâh idi, vali buldu AKSARAY. Yeşilırmak kıyısı yalıdır boydan boya, Süslüyor bahçeleri salkımsöğüt, akasya, Kimler geldi de geçti mezarları taş kaya, Misket Elma denince akla gelir AMASYA. Anıtkabri, Kalesi doyumsuzdur manzara, Bak! Keklik Pınarı’nda Seymenler olmuş sıra. Örerler tavşan tüyü olur kazak angora, Gölbaşı’nda, Mogan’da nefes alır ANKARA. Türkuaz rengi deniz, "Mavi Bayrak" madalya, Türk’ü, Rus’u, Alman’ı karışıyor familya. Caddelerde portakal, bahçelerde açelya, Huzur verir parkları sanki cennet ANTALYA. Damal’da Atamızın siluetine dalan, "Kızak Şenlikleri"yle Çıldır’da aklı kalan, Karın buzun şerrinden sözün donduğu yalan. Gönlü bol insanların serhat şehri ARDAHAN. Oynanır "Ata Barı" kültürleri pek zengin, Benzer gaydaya ama tulumun sesi keskin. İnsanları çalışkan olmazlar asla bezgin, Yollarda adrenalin yeşil içinde ARTVİN. Her karışında tarih milat önceyi aşkın, Meryem Ana huzurlu, Efes’i gören şaşkın. Büyük Menderes yorgun, deltada olur taşkın, İncir, üzüm, pamuklu, efe diyarı AYDIN. Zeus Kaz Dağları’ndan bakar Truva esir, Anası Kibele’ydi ederdi belki tesir. Ayvalık’ın tostuna şeytan sofrası iksir, Sakızlı kurabiye, mis gibi BALIKESİR. Amasra’da balık ye, yanındaki yarasın, Kaleyi, kiliseyi görmeden dönme sakın. Küre Milli Parkı’nın her tarafı çam, kayın, Doğa gezginlerine bulunmaz nimet BARTIN. Demir at sallar başı petrol bahşeder Raman, Hasankeyf’de on bin yıl öncesi durdu zaman. Büryan kebabı, kütülk yanında ayran yaman, Gercüş, Sason, Beşiri güzelleşiyor BATMAN. Dede Korkut’un evi Ali Baba’ya son yurt, Çoruh geçer vadiden bel bükük, çökük avurt. Yerleşti Türkmen, Çepni, dağında gezer bozkurt, Yeraltı ayrı şehir, Kalesi yüce BAYBURT. BEKİR GÜÇLÜER (bekir güçlüer) İKİNCİ BÖLÜM İpekli dokuması kayar tende incecik, Narlı yaprak sarması dizer göçmen annecik. Tunç çağı höyükleri sanılmasın tepecik, Alındı Belekoma, başkent oldu BİLECİK. Keser böbrek sancını, kaplıcasına gir, gül. Kale Tepe’ye yazın tam güneş doğarken gel. Solhan’da bin adaya, gezdirsin seni hin göl. Ölü kuşa can veren ab-ı hayattır BİNGÖL. İskender’in boynuzu Kösür’e olmaz beis, Yaptırmış kalesini Leys’i eylemiş reis, Osmanlı’nın sekiz cilt tarihin yazdı İdris. Hitit, Asur, Urartu mührünü taşır BİTLİS. Mil çeken beye inat Köroğlu keser yolu, Aban’tan Yedigöl’e köknar, meşe, çam dolu. Ruhu şad olsun her yer, İzzet Baysal logolu, Kartalkaya’da kayak, Mengen’de yemek BOLU. Testi kebabı, guymak yemeyen damak mağdur. Kervansaray, İncirhan Selçuklu’dan dem vurur. Müzesinde tarihten altmış bin eser durur. İnsuyu’ndan bu yana dokuz bin yıllık BURDUR. Kayak öğrenmek için, Uludağ hazır kursa, Efe’si belli olur kılıç kalkana vursa. Gölyazı bu haliyle, atiye miras dursa. On bir ayrı gözeden suyu uçuran BURSA. Peynir kayalıkları, kaç depremlik merhale. Aynalı çarşısıyla türküsü destan dile. Tarihini anarken düşmanıyla el ele, Elli yedi bin şehit verdiğim ÇANAKKALE. On bir medeniyetten günümüze haykırı! Kalekentte yaşardı insanlığa aykırı! Cumhuriyetle çıktı, gördü bayırı kırı. Üçte biri ormanlık, tuz kaynağı ÇANKIRI. Hitit’in güneş kursu, Hatti’den kalma durum, Hattuşaş miras oldu, ayağa kalktı sur’um. İncesu Kanyonu’nu kısa anlatıyorum; Sularda gezintinin merkezi oldu ÇORUM. Pamukkale ikizdir, eşi Kaklık’ta gizli, Özay’ımın ninesi konuşurken genizli. Horozu, tozu ünlü, kızları ak benizli. Havlu bornoz peştemal dokumakta DENİZLİ. Mutfakta kazan kepçe, semaverleri bakır, Malabadi türküsü dillerde ayrı şakır. Beş kapılı surların kuleleri tamtakır. Şeytanı zincirledi, yaşasın DİYARBAKIR. Kurugöl Kanyonunda ikili yürüyünce, Şelale sesleriyle boğulursun sevince. Ceneviz akla gelir Akçakoca diyince. Melen’de rafting için kaçamak yeri DÜZCE. Beş ay beş gün kalede karşı durmak şahane, Şükrü Paşa tabyası temaşaya bahane. Çeltik tarlalarını sular Meriç, Ergene, Pehlivanlar diyarı Kırkpınar’lı EDİRNE. Hazar şimdilik temiz; Batık Kent’in yeri sığ. Otel, motel, pansiyon, Kürk çayı doldurur lığ! Haçlı çöktü Harput’ta, Balak Gazi’ydi başbuğ. Sekiz köşe kasketli gakkoş yurdu ELAZIĞ. Otuz dokuzda deprem, aldı otuz üç bin can. Bir cami ile hamam, bir de genelev kalan! Altıncı büyük deprem doksan ikide olan. Dağlarına, bağları saklı duran ERZİNCAN. _________ Süleyman KARAMAN (vega4) *** ** * Not : Şiirin Hikayesi bölümünde TÜRKİYEM şiirinin Sayın Bekir GÜÇLÜER tarafından yazılmış olan BİRİNCİ BÖLÜM’ünü de okuyabilirsiniz. *** ** * |
ne kadar güzel bir çalışma olmuş bu böyle Süleyman ağabey...
görmediğim illeri görme hevesi
gördüklerimi de şiirinizin rehberliğinde tekrar gezme arzusu içindeyim şu an...
sayın Güçlüer'e ve size teşekkür ediyor ilhamınız bol olsun diyorum....
saygılar selamlar....