birden sana ve uzak ve yakın yada şimdiki zamanla gölgeleşmek nemini almış taze temmuzla
...
boşver ayrıntılar kentlerde kalsın sen kırsal bir uçurumunda anlat o muhtemel dağınık düşleri
ıslak uykular arasından geçerek sıyrıldığın eylül yağmurlu bir kapıdan çık
saçlarından dökülen çocuk sesleridir hayat duyumsadığım bütün gürültülerden arınmış gibi
duvarlarda botanik orman figürleri olsun solundaki kuşların acıkmış haliyle gör onları
söyleme kimselere içinde koşsun kelimeler bağır, çağır bir anda pencere kıyısına tünemiş bir genç kızın rüyalarına bırak sözcükleri
alınma trenlere vagonlar dolusu hiçliktir onlar gece tarifeli vedalar salıncak ellerdeki terli yaz rutubetleri suretlerde balçık ayrılık seremonisi
hep yokluktan işte hep yokluktan şairlerin yamalı şiirleri
bir mısralık alıntı ol kendi sayfanda kirpik ucunu batırdığın gözyaşınla yaz topu, topu denklemler içi imgeler aşağı, yukarı tanıksız aşklar
anlama zaten manasız herkesin karınca ölüsü hikayeleri
yürürlükten kaldırılmış bir telgraf giy ansızın tanımadığın dostlarına ulaştır eskimiş hayalleri ayakların toprağın ülkesinde olsun topla onlara bahar, bahar renklere dolmuş düşleri
kanıyorsun bazen biliyorum yaraların var herkes gibi kabuk tutmaz yalnızlığın gölgesiyle acı demleyip bayatladıktan sonra içtiğiniz özlemleri biliyorum biliyorum kendimden bildiğim gibi
argolu susmalarını doldur mektuplara ver güvercinler getirsin bana
bölücü olur aşk intihar eder bütün yenilgili sevişmeler yinede bir öpüşmenin yasaklığı kalır geriye korkma seni sevmekten çok sevdim tarifin ağacın yırtılmış dalındaki kokuydu unutma
Ve bir sabahın gürültü düşmemiş yerinde uğurlarsın beni ardıma dönüşlerimde elindeki beş çocuğa gülümserim her önüme döndüğümde özlerim onları ardıma dönüp dönüp yine gülümserim
ey tarifsizim Hasır altına gizlenmiş karınca çocuklardır hiç durmadan sevmeye koparılmış takvim yapraklarımız aynı göğün altında farklı şehirlere uykusuz lacivertler asmamız ondandır
taziyeye gitmiş insanların sonradan boş bıraktığı cenaze evleri oldu aramızdaki her saat başı ve her hasrette öldüğümüzde mezar taşımızdır kilometre taşları
şiirin bir yerinde temmuz olur kavuşur dudak kentlerimiz bir umutla bin acıyla
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
MESAFELER ( MEKTUP ) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MESAFELER ( MEKTUP ) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Seven için mesafe kavramı olmadığı gibi Idealler için uğraşmanın ve emele ulaşmanın engel tanımadığında bir gerçek Yine güzel ve düşündürücü bir eserdi hoşça kal ve hep şiir yaz Aslan BÜlent sevgiler
I-Bir gece yolculuğuydu yalnız gidişim içsel ormanlarımda... Ürkütücü seslerini duydum özlemlerimin... Kırılmış dalların üstüne bastıkça çıkan seste gizliydi umutsuzluk.... Açmamış bahar dallarım.Eylülün yağmurlarıyla ıslanmıştı....Kimse bilmezdi... II-Yüzünde gümüş renkli yıldızların parlaklığı asılıydı... Gölgeme ışık olan...Ve ne mutluydu kuşlara bahara aşka merhaba diyen yüreklere... Sen sakın üzülme... Selamını yolla hüzünlerinle... Yine bir gece vardiyasından çıktığım kayıp şafak vaktinde.... III-Kayıp değildi kentlerimiz.. Saklamıştım tozlu yollarını gözlerimde... Hiç durma çık yola... bekliyorum yaktığım mesafelerin küllerinin önünde...
Idealler için uğraşmanın ve emele ulaşmanın engel tanımadığında bir gerçek
Yine güzel ve düşündürücü bir eserdi hoşça kal ve hep şiir yaz Aslan BÜlent sevgiler