bu şiirim sana rozaellerim karanlığın içinde seyrederken tan yeri ışıklarını yeryüzüne düşürdü canımı geceye astım yokluğunda sen canımdın tenime tenim tenime küstü bahara gebe çiçekler gibi bende sana gebe kaldım denize sevdalı martı gibi sevdalandım sana sen yoktun, ama ben sen’deydim bu şiirim sana roza yağmur yağıyor günlerdir günlerdir sırılsıklam bu şehir ağaçlar, yollar, binalar kaç zaman, kaç asır ve kaç milat yok oldu bir bilsen bir bilsen nasıl bir şiir gibi yüreğime seni dokudum şiir dokudum sana gözyaşlarımdan roza bir coğrafya’dayın roza doğumun ve ölümün coğrafya’sın da kimliksiz, dilsiz, vatansız ve seni arıyorum sanki sürgün’deyim roza bu şiirim sana roza bir çocuk düşün hayalleri mavi gülümsemesi mavi yüreği mavi roza ve vurulmuş, parçalanmış, asılmış ve mahkum edilmiş ve ölmüş roza seni arıyorum sen yoksun roza ibrahim dalkılıç |
Vurulmuştu bir yiğit yüreğinin tam ortasından
Vurulmuştu bülbül
Tebrik ederim