BİR IŞIK
Ebu Cehil’den gelir bu oynanan oyunlar,
İslamın ışığı ta, öncelerden yanardı. Can havli ile meler kesik başlı koyunlar, O senin ejdadını sanki mazlum sanırdı. Ey imanlı kardeşim, dün, bu gün yarın aynı, Dedenin heybetini ensesinden tanırdı. Unutma, kör kuyudan her Yusuf hünkâr çıkar, Zindanların Güneşi, o Mısır’da pınardı. Güzeller şahikası Sümeyra’nın boynunda, Bir gerdana takılmış ya ahçe ya dinardı. Eyyühen nas melekler gülünce maveradan, Yıldırım çarpar, zulmet çöplüğünde kanardı. Gökyüzü dalgalanır, baksan sibir dağından, Vahhanın ortasında çiçekleri donardı. Bulutlar gülümserdi, bakınca semalara, Sanki bir nadan düşer yüreğimi sınardı. Yaldızlı kirpiklerim ıslandıkça uzuyor, Düşen her damlasından yanardağlar sönerdi. Kalan son iki damla şakağımdan sızıyor, Nahçıvan hasretiyle bal mumuna dönerdi. Ülfetin nevbaharı coşturup bulayarak, Leylakların sesinden ebabiller sinerdi. Nigâhından saçılmış sarılmış ağûşûna, O kızıl şafaklara heybetiyle inerdi. Parmakları karanfil haşim bir sümbül gibi, Çiçekler yâl-û bâlin, dikenler mi fenerdi? O mevca mevc sancağın kudretini görünce, Bir nusubet heykelin arkasına sinerdi. Bak kırıldı o heykel ebabil kuşlarıyla, Ezanlar sustuğunda, kuytusuna pinerdi. Bağla artık şeytanı iman ile yulara. Selmi bastı her yeri durma öyle kenarda. //////////////// ///////// Bir yolunu bulurlar sana çamur atarlar Medeniyeti senden alır sana satarlar ? ///// /////// ///////// Tepeden çobanları gelir sürüler ile. Sende ayaklan artık, yürü diriler ile. Rütbe ve mevki için, hiç bir davul çalmadım, And olsun bu davamda inan korkak olmadım. Kudüs gibi Şam gibi yanmadı mı Kosova? Doğru yol Muhammed’in elindeki pusula, Filistin’e yağan kar bizede yağar bir gün, Müslümanların kanı onları boğar bir gün. Çıkar zülfikârını kılıfından bıçağı, Sensin yedi alemin hem gülü hem çiçeği. Yıldırım tufanıyla geçti koca bir asır, Senin yüreğindedir Mekke’deki büyük sır... /////// //////// ////////// Sen secdeye varmadan o sırra eremessin Dünya ve ahiret hiç bir sefa süremessin //// /////////// /////// Çıngıraklı beşikte kundağını öptüğüm, İnci döker gözlerim doğan süvarilere. Yarasanın elinden kucaklayıp kaptığım, Bir mezar hazırladım hırsız haremilere, Tecelli ettik artık, bu davaya inandık, Dar gelir yüreğime gayrı sığmam fezaya. Bir asır uyumuşuz, artık şimdi uyandık, Vur dizgine boynunu,gelecekler hizaya. HARUN YILDIRIM |