BİN BİR TELAŞ
Huri misin melek mi, görmeye imkan mı var ?
Yağmur değil ,göl değil ,göz ağlar telaşından Hangi bağın goncası dermeye imkan mı var ? Falcı değil ,fal değil ,yüz ağlar telaşından. Hep güneşi beklerdik doğdu doğacak derken , Düşer can denen çınar yere ya geç ya erken Hazana mı gül ektik mevsimde bahar varken ? Bülbül degil ,gül değil, güz ağlar telaşından . Bu şiiri, gözümü silerek yazıyorum Canımı bin parçaya bölerek yazıyorum Son nefesimi verip ölerek yazıyorum Kabir değil ,sal değil ,bez ağlar telaşından. Kurumuş vahaların valisi demişlerdi. Sorana İstabul’un delisi demişlerdi. Defter ile kalemin velisi demişlerdi. Kalem değil ,dil değil ,söz ağlar telaşından. Nereden bileceksin kendime yettiğimi Nereden gelip benim nereye gittiğimi , Anlattım satır satır eriyip bittiğimi Canan değil, el değil ,öz ağlar telaşından . Kollarımdan çarmıha çak ister utanmadan Yaşlanmış gözlerime bak ister utanmadan , Yetmez dersen bir daha yak ister utanmadan Duman değil ,kül değil ,köz ağlar telaşından. HARUN YILDIRIM |
Dizeler nakış gibi işlenmiş hocam
Usta işiydi eyvallah
K u t l u y o r u m...
_______________________________________________________Selamlar saygılar