NASILSIN SULTAN!
Yok böyle olmayacak. Bu düzene veya bu düzensizliğe bir son verilmeli artık. Neden insanlar empati yapmayı beceremiyorlar. Bu empati konusuna da bir gün dokunmam gerekiyor.
"Aman teyzesi dokunma, o küçük daha! Böyle diye diye başımızın üzerine çıkarttılar. Elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Bu kadar da saygısızlık olmaz ama. Girmediği delik kalmadı. Evlerimizin kapısını açmazsak, bacadan giriyor. Bacayı kapatsak pencereden atlıyor. Cavit’i diyorum. Ne laftan anlıyor ne sözden. Cavit yetmezmiş gibi bir de komşular var beni çileden çıkaran. En iyisi bir "balkon konuşması" yapmak, diye düşünüp hazırlandım. Çıktım balkona; konuşmaya başlamadan, selam verdim. Hiç kimse almadı selamımı. Olsun önemli değil diyerek; verdiğim selamı geri aldım. Önce karşı binada oturan yaşlı adama çattım. Yok olmadı, böyle yazarsam, beni belalı biri zannedebilirsiniz. Hani o huzursuz dil sendromu olan tipler var ya beni onlarla karıştırmayın sakın. Atmaca gibi avını gözlerler ve hemen çıkarırlar pençelerini. Dananın altında buzağı arayan, güzel kardeşlerimizden değilim çok şükür. Neyse gelelim balkon konuşmasına. "Heyy ! Bana baksana sen! Sabahın köründe, üstelik ramazan günü, eline almışsın "fukara"yı. Gir evine çabuk. Yaşli adam önce anlamadı kendisine seslendiğimi. yetmiş yaşlarında vardır. Hadi kırk olsun. Otuzlu yaşlarda da olabilir. Uzaktan pek net göremedim. Ne diyordum? O yaşa gelmiş hâla fukara içiyor diyordum. "Sana ne, sana ne be kadın! Bir de cevap veriyor bak hele şuna... "Gir çabuk içeri! "İster içerim ister içmem. Dayanamadım sesimi yükseltip çemkirdim "Bana ne senin ciğerinden. Takı takır öksürürek sabahın köründe, ne işin var balkonda? "Kadın sana ne benim öksürüğümden "Doğru söyledin. İstersen on paket iç! Ama boğazını temizleyip temizleyip komşunun camının önüne neden tükürüyorsun? Adam sesini kesip içeri girdi. Hayret utanmıştı... Balkon konuşması işe yaramıştı. Sırada karşı binanın, yan tarafında ki, binanın karşısına düşen, pembe renkli binanın solundaki mor renkli binada oturan genç adam vardı. "Heeyy kızıl saçlı genç! Neden sen kurallara uymuyorsun bakalım? "Sana ne be kadın teyze! "Sensin teyze! "Sokağa çıkma yasağı var bilmiyor musun? Arabana atlayıp atlayıp her gün geziyorsun. "De git kadın! Hanım teyze, sana ne oluyor ki, gezerim de tozarım da! " Ben teyze miyim? Ufal da cebime gir. Kaç yaşındasın sen bakayım? "Sana ne benim yaşımdan! "Doğru söyledin. Ama madem çıkıyorsun , bari maske tak. Bir kere bile maske kullanmadın. Kul hakkına giriyorsun. "Sen buranın muhtarı mısın? "Üstelik fukarayı içip izmaritini komşunun kapısının önüne atıyorsun. Ayıp değil mi? Delikanlı başını öne eğip içeri girdi. Hayret utanmıştı... nasılsın sultan iyiyim demek adet olmuş hepimiz iyiyiz nefes alıyoruz ve yaşam devam ediyor uzanıp tutuyoruz kimi zaman durdurmak istercesine dört nala koşuyor sürüklüyor adeta hayat iyiyiz cümleten iyiyiz gözlerimizi kapatırsak kulaklarımızı tıkarsak yaralarımızın üzeri kapalı acılara dayanıklıyız sabırla izliyoruz ve yüreğimizi men ediyoruz üzülmek yok dalıp dalıp gitmek yasak gözlerimize depresyona girmemek için haber izlememek gerek uzatılan eli itele gitsin işte olup bitenlere en iyi çözüm ya bu develeri gütmeli ya bu diyardan gitmeli hadi cümleten gidelim iyiyiz demek adet olmuş siz nasılsınız halalarım sağırız gözlerimiz kapalı babamın dediği gibi uyurken gözlerim görmüyor uyuyarak geçiyor ömür iyiyiz böyle iyiyiz cümleten iyi geceler |
Yürekten kutluyorum...
Allah(Cc) Dünyada huzur ve saadet, ahirette iman ve selamet...
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla..