Bâd-ı Hazân
Bu kaçıncı cenaze, namazını kıldığın
hiç kendini koydun mu o tabut’un içine Uzaktan ve yakından var mı ibret aldığın Düşündün mü gidenin günahı ne suçu ne ? Her ayrılık bir hüzün son gidiş provası Hepimiz bir rüyanın parçasıyız aslında Dönüşsüz yolculuğun ardında kalır yası Künye düşer toprağa Bâd-ı Hazân faslında Can denilen emanet kula borçtur Hâlık’dan Nimetlerle kaimdir hayatın idamesi Doğan mutlaka ölür Emir gelir Mâlik’den Temlik yok temerrüd yok peşindir ödemesi Ömür denilen süreç kundak kefen arası Doğar doğmaz çalışır hiç değişmez sayacı Ecel fâniler için bilinmeyen sırası Muttakî olanların ölüm başının tacı Dünyadaki her nefis ölümle eşitlenir Amelle haşrolunur herkes farklı surette Günahlar nispetinde Cehennem çeşitlenir O yeniden doğuşta, âlem-i âhirette Heyhat ! kul hakkı ile dünyadan göçenlere Adâlet mahkemesi mahşer günü kurulur Haram Helâl demeyip yiyip’de içenlere Yedikleri kâr kalmaz mutlak hesap sorulur Şairağam bilirim bilerek Hak yemedin Varsa şayet bir borcun fâni âlemde bitsin Hakkın olmayan şeye bu benimdir demedin Allah ’Gafûr-ur Rahim’ af ve mağfiret etsin Mehmet Nalbant Şiirimi günün şiirine layık gören değerli seçki kuruluna şükranlarımla.. |