GECENİN NEFESİ VE SANRILAR
/
Bir garip ezgi dilimde Bir ney’de Garip bir nefesim sanki Mezar taşında yazıyım Kara toprağın tavı Ölünün teniyim Buz gibi hani Ve Betim benzim soluk Yürekte acıyım şimdi Sözün bittiği yerde asılı umutlarım Ah ne arsızım Unuturum biliyorum yine unuturum Vurur kalbimin kafasına kafasına uyuturum Yarın evet yarın En fazla bir gün sürer yasım Dalarım yine hayatın akışına Arsızım dedim ya Hep yaşayacak gibi Devam ederim nefes almaya Evet evet ben hep yaparım bunu Yapmalıyım da Derdi tasayı gamı kederi Bir türkü çığırtırım Bir ninni tutturur Uyuturum uykusuz gecelerin en kötü yanıdır kulağa fısıldananları sabaha unutturması oysa ki yürek coşar kabarır kabarır cezvede ki kahve misali ha taştı ha taşacak derinden en derinden su yüzüne çıkan kıyıya vuran incilere benzer yürek sesleri deniz misali işte bulan olur mu hiç alır götürür siler süpürür dalgalar geriye kalan ıslak kumlar hani basınca çıkar ya ayak izlerin dönüp baktığında gördüğün gölgen gibi adeta doğan güneşin kar tanelerini erittiği gibi su’ya dönüşür hani buhar olup uçar ya gökyüzüne kimbilir ne zaman tekrar yağacak yeryüzüne ruh bırakmaz cevherlerini sabah olur ve tılsım bozulur kabağa dönüşür sanki kapanır hisler perdesi doğan güneşe inat çağırır geceyi ten uyanırken şiir uyur / |
Yürekten çok severek okudum
Kalemine sağlık dostum