Aşk Bana Küstü"önceden acıtınca öperdi, şimdi öptüğü yeri acıtıyor" kederli bir bulut gibi inmiştim, o sahil kasabasına gözlerim paslı birer jilet sesim kırılmış bir oyuncak gibi ağlıyordu dudağım da bıçak yarası bir tebessüm yüzümde kirli bir sakal bakışlarım iç kanama gibi kanıyordu susmaktı geceye yakışan... biz biraz mahcup, biraz tedirgin konuşmaya çalışıyorduk bir kumsal ateşinin büyüsüne kapılıp... bir yarayı gösterir gibi, birbirimize yüreğimizi açıyorduk yiğittin… gölgen bile hayata karşı dik duruyordu sesinin uçurumlarında yarım kalmış aşk çığlıkları yüzünün deltasında kimsesiz çocuklar ağlıyordu içelim diyordun geçer unutursun diyordun zaman her şeyin ilacıdır diyordun acı paylaştıkça azalır anlat, hadi anlat diyordun nasıl anlatayım göz yaşı bilmeyen o deniz gözlerine göz yaşının kekremsi tadını nasıl anlatayım, paranın ilahlaştığını, insanların para için köpekleştiğini nasıl anlatayım nasıl... yaşamaya göz kırparken, ölümü özlediğimi bu nefes almaktan utandığım kahpe dünyada gurur duyduğum tek şey onu sevmekti öyle sevdim, öyle sevdim ki… bayraklarından kan damlayan kaleler gibi yıkıla yıkıla tuzağa düşüp vurulan aslanlar gibi vurula vurula kalbimi bir yumruk gibi sıka sıka sevdim Oysa, onun aklına ayrılık düştü bir zaman sarıldığı kolları, zehirli sarmaşık gibi kesti el oldu... alkışlar içinde ellerin oldu benim payıma yalnızlık düştü bir yarayı kanatır gibi kanattı beni bir başıma kaldım aşk bana küstü işte böyle, mavi deniz ülkesinin mavi gözlü kızı... anlat diyorsun… ikinci elden bir hayat, sahibinden çok kullanılmış bir aşk benimkisi nesini anlatayım hangi yanımdan baksan umarsızlık hangi yanımdan baksan gözlerin acıyla kamaşır sorma benim hayatımı, sorma… o güzelim yanaklarına gözyaşı bulaşır |