MUM GİBİ...
Ne çok aldatı gizli
O söylemlerde Onca sanrı kuşatmış kırık kanatlarımı. Mihenk taşı sevi oysa şu ahir ömrün. Hırçın yazgımın tek dili Yalnız bırakmayan hüzün Zimmetliyken günbegün. Sayısız karede saklı Sayısız yüz Donuk bakışlardan sızan timsah gözyaşları Kimi sürgün aşka Kimi sadece silik bir gölge Varla yok arası. Sırasızdı önceleri işgal eden Tüm o öngörüler; Ne bir ritüel Ne de farklılığın yalın dili. Düşlemsel bir kurgu zaman zaman Belli belirsiz bir hezeyan. Tekil bir eklenti adeta İsimsiz tek bir imge içinde saklı. Sayısız söylence Ve o görkemli sıfatlar önünde ismin. Yakışıksız pek çok söylem Ardından gizil kimliğin. İşaret parmağım dönük gökyüzüne Farkındalığım emsalsiz Devinir durur sessizliğim, Hele ki o boşluk esirgeyici düşlerimin En kanatan yanı. Islığını duyduğum çığırtkan kuşların Mizacındaki sıradan Ve yeni yetme tutarsızlık kadar Hayalleri engin kılan. Bağışlayıcı iken gözünde Yaradan’ın Eririm mum gibi Ilınmış rüyalarım gibi sessizce Akıp giderken göz yaşları Hele ki çekip gittikten sonra ismin usumdan Usul usul indiğim son basamak. |