en ağır yenilgi aşk acıtan hasret korkutan yalnızlık
nasılda öğrenilir hayatın kavgası çıplak daldan ağaran güneşe bir merhaba ve gezgin mektuplar güvercin postasıyla dağlara
olmaz ya gülümser karanlık içinde açar şafaktan çiçekler öylesine mahur öylesine deliveren bir aşk
kara kalem dervişi ressamların armoni desenli hayallerle denizin karşısına düşünce fırça gökkuşağı dillenir gök mavilenir ey sevgililer sevgilisi kent delirir ah delirir
bir küçük kızın uykusunda görmek isterim sonra kanatlı atların tarih öncesi tanrıçalarla penceresinde ülke kurduğunu
bahçelerinde dev şatolar kimsenin kimseden korkmadığı paylaşılan bir sevdayla huzurla, dostlukla,yalansız
ah sevgililer sevgilisi koşarım ansızın ansızın ve daima aklımın yollarında serçeler yüreğimin memleketinde sen rüzgara, yağmura ,kara doğru bana açılmış hürriyete firarla koşarım ey nurlu sevdam
taş çürür ıslak yanıyla duvarlara düşer yeşilli resimler nem kokar akşam üstü gözlerim kapalı zihnim açık görürüm uzakları
küçük bir odada demir parmaklıklardan bakan üstü başı özlem adamı görürüm masasında dağılmış umutlar nevresiminde kirli geçmiş gözlerinde bin yaşında çocuk ağır bir roman sonu gibi yorgun, bitkin, telaşsız bir tek dudakları ey sevgili dudakları söyler türküleri çayında bayat günler saçlarında taranmamış anne kokusu baba huzuru ve kitapları uykusuz anıları katran inancı taze bir adam
ve cumartesi günü uyanır ana düşler hazırlar oğluna kızına.. gelmeyecektir yoktur aslında kayıptırda bedeni ruhu vardır hemde tamda orada avucunda yüreğinde aklında saçlarında ağıtlarında ey sevgililer sevgilisi körolasıca ağıtlarda sonra giyer üstüne öfkesini düşer yollara meydanlara kanayan öteki analara
gel görki hissettiğim soykırım üşümedir boyacılar geçer çarşının balkonundan yüzlerinde siyah gözleri omuzlarında ekmek parasına hiç yılmadan taşıdıkları tabutlarıdır
kaçak bir hayat gezginiyiz işte yıldız ağaçlarından dökülen
ey sevgililer sevgilisi insana dair ne varsa anlatılan birazı yol türküleri birazı geride kalan hiçliği çokça rezil yalnızlığın kara sayfalı şiirleri herkes
ve eflatun giyimli gecede bir çocukuykusunda dalmalı gören, görmeyen sır adına can adına hüzün adına
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YOL (DÜŞ) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YOL (DÜŞ) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
O kadar çok ki yüreğe hançer gibi işleyen Acılarımız her biri sönmeyen, zaman geçtikçe alevlenin bir yangın Zaman her şeyin ilacı derler ama hiç de doğru bir tabir değil Ben de bir evladımı kaybettim altı yıl geçti ama gözümün seli ve yüreğimin yangını hiç sökmedi Yüreğine sağlık sevgili Bülent her kulun derdini kendinin derdi gibi gören nadir insan hoşça kal
yüreğine merhaba ablacım acı kavrandıkça eskir zanneder bazıları lakin acı asla bayatlamaz ve hep taze kalır bilen insanlardanım...seni çok iyi anlıyorum saygılar can ablacım
Rotasını kaybetmiş hüzünler yağıyor sağanak halinde... Küllerden arınmış tek bir kelime kaldıysa eğer, as şimdi bu şiirin herhangi bir dizesine... Kan revan içinde kalmış yalnızlık, evren derin sessizlikte...
Acılarımız her biri sönmeyen, zaman geçtikçe alevlenin bir yangın
Zaman her şeyin ilacı derler ama hiç de doğru bir tabir değil
Ben de bir evladımı kaybettim altı yıl geçti ama gözümün seli ve yüreğimin yangını hiç sökmedi
Yüreğine sağlık sevgili Bülent her kulun derdini kendinin derdi gibi gören nadir insan hoşça kal