Duymazsın Feryadıaç bak gönül kapını gör merhameti kainat sağır değil sen neden sağırsın duymazsın feryadı gönül halini anlamzsın ıslak bir gecede ıslanmış gözyaşaları ile feryat eden gönlünün feryadına kulak ver martılar kanatlarında taşırken merhameti sen görmezsin gönlündeki merhameti yıkar yakarsın ondan sonra rahat yatarsın soluksuz koşarken zaman gözün önünde merhamete susamış ömrün gözlerine bakar solarken gönlünün dili son bir hece ile can verirken sen hala duymayan kulaklarınla masallardan anlamayan kovulan bir çocuk gibi mahzun kimsesizliğini bilmeden yaşarsın nereye dönsen yarını olmayan bakışın gönlündeki sonsuz uğultular feryatlar bitmeyecek bunu sen bile bile hala gönül kapını açamazsın morarmış hayatınla yalnız kaldığın için kaderi suçlarsın ah bir döve bilsen bu inadını yosun tutmuş fikrinin yanlışlığını bir anlasan ses duvarını aşarak her gün gönül kapını yıkan merhametsizliğinin sana yakaran feryadını duysan mutluluğa ulaşsan ne ırmaklar yanar ne ömrün nede gülüşün yanar arama bu dermansızlığına doktor sensin kendi doktorun biliyorsun aç gönül kapını merhametin kapısını aç dokun onun ile her şeye tespih tanesi gibi dağılan ömrün sana gülümseyecek Mehmet Aluç |
Yüreğine sağlık,kutluyorum kalemini
________________________________________________Selamlar