Bir masal anlatmakta kum saatim
Bir masal anlatmakta kum saatim
Bir kum tanesi kala ayrılmaya Bitmeden yarım kalır mutlu sonlar İstikrarlı bir mutsuzluk çarkı yani işleyen Dünden artan bugüne taşmayan Bir bilsen dalgın deniz mavi gökyüzü Kalmadı içimde bir şey yapma arzusu Nasıl özlenir nasıl beklenir Ayrılık öğretti bir bir Kısır gecelerin pili bitik zamanları Odamın ışıkları da kapalı Ne elim gider ışığı açmaya Ne de katlanmak ister gözüm yokluğuna… Seni tattıktan sonra dünya bana Tatsız tuzsuz gelmeye başladı Ne gülmeye en içten Ne huzura en uzunundan Sen de iki’nin karekökü edası Ben de fiilleşmiş bir isim kök mahcupluğu. |