Çınar Yaprağı
Usul usul bir sağa bir sola
Çınar ağacından düştü çınar yaprağı Tam değecekken toprağa Bir rüzgâr kattı tozu dumana Bir kudretle yükseldi Bir bir geçti çınar ağacının dalını budağını Ayrıldığı dalına vardığında Nispet yaparcasına Bir döndü ki semazen misali Sonra yoluna devam etti Göğe bir adım daha Ve artık geride çınar ağacı Demek ki mümkünmüş Bir yaprağın Dalını budağını aşması Bulutlar yakındı ve rüzgâr şiddetli Nasıl da unutmuştu Bir rüzgârın karekökü olduğunu Her çıkışın bir inişi de olacağını Rüzgâr yeter dedi ve dindi Bir ileri bir geri Bir ters bir düz inişteydi çınar yaprağı Yavaşça kondu bir kaldırım taşına Bir çocuk peyda oldu köşenin başında Altında bisikleti Selesinde malum yerleri Ve ayakları döndürür hızla pedalları Kazanmıştır rüzgâra sahip olma yetisini Bisikletin tekerlikleri Bir hengâmeye kapıldı işte Yine bizim çınar yaprağı Bir karış iki karış Ve artık havanın boşluğunda yol alır Kısa da olsa yolculuğu Az öteye bir kibirle yerleşir Araba yolunda Bir arabanın çamurlu tekerine yapışır O hür gezmeler nerede Mahkûmdur şimdi çamura ve yere Şimdi parçalanmakta Toprak ananın Öksüz çocuğu Ağlar da canı yanar Ve söver söver de söver Nereden çıktı bu sonbahar Ve dost değil düşmanmış bu rüzgâr. |
Kutluyorum değerli kaleminizi,
Saygılarımla...