Hüzündaş
Ne söylenebilir ki ölü bir martının ardından
Hangi cümle layığı olabilir ki ölüm ardında kalıştan Ne yani denizi çok mu severdi diyeceğiz Simit sevdasını Türklerden öğrendi Kız kulesi mesken tuttuğu yerdi mi diyeceğiz Bilinmez İzlediğim filmlerde adı geçen her ölü kadının Geride bıraktığı akisi Duyumsamayı seviyor içimde ney düğü belirsiz şey Sonra yerde bir sarsıntı toprak çatlıyor Babamın hatırlayamadığım ses tonu geliyor kulaklarıma Ne dediğini bile anlayamadan uzaklarda annemi görüyorum Annemin kulaklarımda baskın gelen ağlayışlarına Daha fazla dayanamıyor bünyem Sonra yine aklıma ölü bir martı geliyor Dalga sesleri ve denizin üstünde yatışı Ölü bir martı kıyıya vurunca diner mi dalgalar Bir temmuz sabahında demirleniyor anılarım Bir kız var bir nehrin kenarında duran Yaklaşıyorum dudakları titriyor Geldiğimi daha gelmeden anlamış Dönüp bana şimdi aynı kayıpları da paylaşıyoruz diyor Küçük bir kız çocuğunun soğuk ellerini ısıtmak için Allah’ın bana atfettiği bir lütuf olsa gerek bu sıcak eller Gel diyorum küçük kız mahzenime gidelim Gözlerini dikiyor hüzündaşına Penceresi kuzeye bakıyor mu dercesine Şimdi mevsimin kışa çaldığı Bir sonbaharın daha öldüğü bu kavşakta Karanlık loş bir odanın içinde Ölü martıları düşünüyorum Ölüm bana daha anlaşılır geliyorsa Biliyorum ki sebebi dudağının kenarında Minik ve kutsal bir yara barındıran küçük bir kız. |