İŞTE GİDİYORUMbir kuş olsaydım eğer kanatlarımda bin vebal ağır acılarla uçardım yalnızlıkta ... dağınık sevda öğretileri yüreğimin tezine bir hançer imzası şimdi olmadı, yitirdim kendimde varlığımı açık düşler penceresinden gördüğüm artık olmayışı kesin hayali uzaklar ardı ardına sinyal çakan deniz feneri suyun üstü çarpışmalara karşı duvar bende ise ışıkları öldürülmüş boyasız haliyle sırtıma harabe her hüzün açan şiirin paragraf başında ben varım virgüllerde hantal hatıralar üç noktaya sığdırılmış aşklarım herhangi bir yazıya yakışmamış üzeri karalanmış sözcükler gibiyim ne mana olmuşum kitapların konusuna nede senaryolara anlam katmışım dip not olarak hatırlanan yırtık bir kağıt parçasıyım şimdi kırgınım kendimden öte herşeye yalnızlık içinde topladığım bütün kayıplarım ve heybemde sürgün yalnızlığımla gidiyorum hüküm giymiş türkülerin unutulmuş ozanları turnalar son göçleriyle söylediler pişmanlıklarımla yıkanmış ezgilerimi baştan aşağı ağlamalar giydiğim ruhumu aşksızlığımla örtüp defnettiler bir kadının yüreğine sahi hangi kentlerin gezginiydi bunca sualsiz yolculuğum belkide cevapsız kalmış soru işaretli bitişlerin kendisiydim nasılsa yenildim kuşatma altı varlığıma yokluğumun cendere göçüyle vurula,vurula gidiyorum işte ... kendine sürgün zamanlar yalnızlıktan alıntıdır... |
Kerem kendini çöllere vurduğu zaman kurtulursun içini yakan acısından.
Öyle bir zaman diliminde yaşıyoruz ki kaç kişi umudunun hayallerinin, ideallerinin
Peşinden koşuya menzile varma gücüne sahip sevgili Bülent.
Kendini beceriksiz sanma sakın bir elin nesi var iki elin sesi var demiş atalarımız
Derin gaflet uykusunda uyuyanlar uyanmadıkça daha çok emeller idealler yarım kalacak korkarım ki.
Yüreğine sevgiler yolluyorum deli çocuk hoşça kal