Sevdiğim adamruhumu çalıyorum geceye durmadan anlamıyor beni sevdiğim adam ah anam vah babam bugün tanımadığım o gözler sezdiğinde iç sarsıntılarımı döküldü çağlayanlar dünün çatlaklarından korkmayın bir an pür telaş bent kurup kirpiklerimden frenledim gözyaşlarımı doktordan zırhım gülüşüm oldu yine en etkili korunağım ne kadar çıplaktım karanlığa sığınmış silüet çağırıyor billur sesiyle beni kendime daha dün görmüşken rahmetli babamı rüyamda ellere düğün sinmişken karanfillerin kokusu yar gibi toprağıma can dediğim yaman adam sabahı kim saklar bana hırçınlığın nedensiz o kadar uzaksın ki dünyamdan bin sevsem seni bin ah işitsem ölsem azığından zulmünü tepecek kul olamazdım ıraktan saklandığım şu gurbet kaderimin kara kaplı defteri günahsız mezarım belki bir gün kazıyorum bir gün gömüyorum günahla kemiklerimi kemiren azap gül yüzüme yansımaz ki demiştim sana deliyim deli o duman ki beni hep içine çekecek senden de belli bak yine kapımı tokmaklıyor ayaza kudurmuş yalnızlık yok ömrü bu çilenin bitmez bu örgü temizmiş aynanın mayası ne verdiysem kendine sakladı ruhumu adadım sana ay kundaklandı bir daha da ne sabah oldu ne de geceden sonra şafak ayaklandı! Sude Nur Haylazca |
ay kundaklandı
bir daha da ne sabah oldu
ne de geceden sonra şafak ayaklandı!
dil ve ifade tarzı harikaydı.
tebrikler