Orman Şarkısı
giriş katının bilir kişisi
küçük bir bahçeyi saraya çevirmenin telaşında eski köy değirmenleriyle sevişiyorum suyun muhafazasını açıp taşkın aşkın bir rengiymiş gibi yapraklara değen yağmurun sesini dinliyorum uzun sürmüş olmalı uykum tahta kapının aralıklı yeşil göğsünde arsız otlar meyil ile rengini değiştirmiş çamura ilk şiirini dinletiyor tıkırtılı bir orman şarkısı kanıyor avuçlarımda o ilk sorgu öyle tatlı ki anne baba ve kardeş kuruntuları harfi olmayan bir sözün kanatlarını taşıyorum sorsam yine söylemeyecekler kırmızının suyun dibinde başka ellerimde aşka yorulduğunu sisler gecenin korkusuyla saklı olsa bile yarının gülen yüzünde oynayacaktım daha dün uyurken ırmakların pürüzsüz sesiyle uyanan bir bahar olacaktım dağ yollarının sevinçten kızaran arzusu küçük bir çocuk için çok sarı hayallere yürüyen kalbimin incinmiş mısraları söyleyin ben miydim göğün mavi dudaklarında ölen. |