Diyarbakır
Dışarıda bir fahişelik bahar
Çıplak çıplak feveran eden bir zaman Ve görücü usûlü bir kavgada bulurum kendimi Bir Diyarbakırlık heyecan Baytehtinden tutundum sana ey Mezopotamya Kürdistan Kürdistan parçalanan yanım Şimdi kilise kilise seni diliyorum Son ibadetimi sana harcıyorum Ey sevgili yanım İhtihar yanım... Surlarına kadar döndüm , dolandım.. Ey Diyarbakır yüzlüm, Diyarbakır gözlüm Hala işgal edilmiş bir tebessüm Hala Mültecidir yaşam paradoksu Ve zindan zindan haykırmak yokluğunda Meryemin günahsızlığı çökerken dağlarına Aşksız, tanrısız bir duayla tutundum Ve Van’da Tamara küskünlüğü şimdi sevdam kadar hırçınım Bir gerilla dolanır yüzölçümü tutarsız dağlara Zafer zafer seni kendime pay ederken Bir ihanetin yankısıdır bu suskunluk Mezopotamya’nın ta kalbine Seni Diyarbakır yanından sevdim Seni baştacı ettim Seni yüreğime azad ettim Beynimde ise kızgın bir kasırga Her yanımda cehennem belirsizliği Sen yanım hala soğuk alıngınlığı. Dedim ya Allah belamı vermiş. ... Düşünüyorum da, Seninle ne çok çocuk kalmışım Seninle ne de çok sevdalı kalmışım Ben, sen ve Diyarbakır Toplam bir hiç ediyoruz Yokluğun, bu şehri dinamitler Ikimizden sadece bir hiç kalır .... Dipnot Ermeni kardeşlerime ithafen |