Diyarbekir
Oysa hiçbir ateist ,
Hiçbir burjuva ölüme bir kılıf uyduramıyor Ben sana böylesine ölürken Ben sana ölesiye düşkünken. Diyarbakır tüten nefesine Eşkıya özlemlerimle tutunsam Deli dolu gözlerinden vurulsam Tekrar tekrar senin olursam Oysa Diyarbakır tanımaz bizi Sen meçhul, ben firari Kanun namına sevdalıyım surlarına Bir teslim ol çağrısında buldum ihanetimi Ve zindansı gözlerinden vurulmuşum Biliyorum sevdayı da var eden Bizleri Mecnun ettiren İlk isyandan İlk can kaybından Ve Dicle’nin sularına ruh veren Seni de Mezopotamya gibi güzel eyleyen Bir Yaradan var.... Ben sende O’nu sevdim Ben sende şükretmeyi Ölümü, insanları Ben sende en çok Diyarbakır’ı sevdim Sonra tekrar tekrar Diyarbakır’ı sevdim... Bir sana bir de Diyarbakır’a ihanet etmedim Ikinize de haddinden fazla bağlandım İkinize de kar gütmeden sevdalandım Acı çekmeden ahlandım Newroz gibi alevlenen tenine şahlandım Oysa Diyarbakır günahsızdı Biz birbirimizden habersiz İtiraf ediyorum, bütün suç benimdi.! ve hiç olmadığı kadar aşka düştüm Yani anlayacağın, Sende kaybettim Diyarbakır’ımı... |