SEN YÜREĞİMDE, BEN BUZULLARDA
Sonra ayağa kalktım.
Zaman nasıl geçmiş hiç anlamadım. Yıllardır birikmiş acılarla, İçimde seni çoğaltarak, Ve yine seni sevmişim. Düşmüşüm, kalkmışım, Yorulmuşum, yalnızlaşmışım, Faili meçhul cinayetlere kurban gitmişim. Ve ben bunların hepsini tek başıma yapmışım. Sen yüreğimde, ben buzullarda. Sonra ayağa kalktım. Nasıl üşümüşüm, nasıl yanmışım anlamadan. Şehrin en sevdiğim sokaklarını adımladım. Sokak lambaları tanığımdır. Ayaklarım aşınmış, Yüzüm düşmüş, Ellerim kuru bir yaprak gibi solmuş, Ve seni içimde saklamışım. Sen yüreğimde, ben buzullarda. Bazen seni düşünüyorum. Bazen özgürlüğü Bazen de yaşamanı. Yaşamında nasılsın? Neredesin? Kaç şehir, kaç ülke öte desin? Zamanın neresindesin? Ve ben neredeyim? Sonra yüreğimi yaktığın aklıma geldi. Yağmurlarda ıslandım, söndüremedim. Kendimi karanlık bir zindana hapsettim. Kör bir pencerenin arkasından göğe baktım. Güneşe baktım, kuşları seyrettim, Ve yine sen yüreğimde, ben buzullardaydım. Sonra yalnızlığımla baş başa kaldım. Sensizliğin ortasında. Avazım çıkarcasına bağırdım. Sen duymadın, yüreğimin sesini. Yüreğim yırtıldı, Yüreğim kanadı, Yüreğim acıdı, Sen duymadın, yüreğimin sesini. İbrahim Dalkılıç 30/03/2015 23/55 izmir |