Tükenmesin şu ömrüm…Sıcak bir yaz gününde varalım ıssız bağa. Yorulup usanmadan çıkalım yüksek dağa. Çiçek dolu kırları gör, bak eşsiz bir doğa. Hayal kurayım dedim umutlar erken soldu. Kuralım çadırları bir suyun kenarında. Çıplak olsun ayaklar yıkansın pınarında. Birleşsin leblerimiz alevin fenerinde. Dedim; İşte hayat bu. Ben coştum, o üzüldü. Boşa gitmesin zaman uğraşma yemek ile. Yıldızların altında, aşkımız gelsin dile. Avuçlarımda ellerin, bu aşkta yoktur hile. Çok istedim kavuşmak, engeller beni buldu. Gözelerde ıslanmış kuru ekmekler yeriz. Akan dereye doğru yıkanmaya gideriz. Varsa günah bu aşkta, günahları sileriz Acı dolu gerçekler, bakıp yüzüme güldü. Buralar da olmalı özgür yaşama hazzı. Korkma dokunmaz bize kışın soğuk ayazı Kabul eder Allah’ım ettiğimiz niyazı. Dua etsem ne fayda, bu fani bahtsız kuldu. Taç yaparım çiçekten uzun saçına takar, Gözlerinin içine saatler boyu bakar, Yüreğimde ki ateş elbet seni de yakar. Kavuşmak şöyle dursun, yeminimiz bozuldu. Çoruh boylarında biz, koştururuz arsızca. Serin sularında biz, yıkanmalıyız bolca. Mutluluğun hazzını yaşamalıyız çokça. Aradım yıllar boyu, ayaklarım yoruldu. Kıysın nikâhımızı yoldan geçen bir ana. Aşk denilen duygudan içelim kana kana. Çadırım da ben ve sen, erelim mutlu sona. Böyle bir mutlu sona ben vardım, o çözüldü. Macit der; Hayallerim, umutlarım bitmeden, Gelecekte seninle, aynı yolda gitmeden, Sarılmış iki beden bir can olup yatmadan, Tükenmesin şu ömrüm, dedim; Zamanım doldu. Mehmet Macit 23.03.2010 Samsun Güncelleme 16.12.2024 Dikili/İzmir |