DİL AĞLAMAZ MI?
Şu ilim çağında şu hâlimize
Haftalar, mevsimler, yıl ağlamaz mı? Bir eşarp engelse ödül almaya Dostlar şöyle dursun el ağlamaz mı? Kötülükler mantar gibi biterse Güzel günler gözümüzde tüterse Gülistanda kel kargalar öterse Bülbül figan edip gül ağlamaz mı? Konuşmak gerekir ilim diliyle Kim çözecek kördüğümü eliyle Türban yasağına seksen iliyle Kahraman ünvanlı il ağlamaz mı? Hâli hiç sorulmaz neden yolcunun Nefse çoban olup güden yolcunun Hakk’a bir yol bulup giden yolcunun Önünü kesersen yol ağlamaz mı? Güzelim bahçeye bir haller olmuş Her tarafı yaban otlarla dolmuş Meyvesi dökülmüş çiçeği solmuş Yaprağı horlanan dal ağlamaz mı? Yanlış beyanatla dil kirlenince Asırla birlikte yıl kirlenince Okyanusla ırmak, göl kirlenince Mâvi denizdeki sal ağlamaz mı? Örtüsüne dokunursan Suna’mın İniltisi arşa çıkar anamın Gül yazmalı, gül yanaklı ninemin Başına örttüğü şal ağlamaz mı? Sen bâtılın geçemezsin neyinden Araştırdım özürlüsün, beyinden Bir yolunu bulup öz peteğinden Arıyı kovarsan bal ağlamaz mı? Çaycı acıtmadan güzel tut demi Siren sesi ile geliyor gemi Güneşi yitirmiş kalbinde kimi Akıl isyan edip dil ağlamaz mı...? Hanifi KARA Not: Eski bir şiir |
Siren sesi ile geliyor gemi
Güneşi yitirmiş kalbinde kimi
Akıl isyan edip dil ağlamaz mı...?
Evet efendim , her dörtlüğünüz kayda değer ifadelerle dolu,
şu var ki.
edebiyat defterimiz çok bereketli bir site, o yüzdendir kıymetli çokça kalemlerimize yetişemediğim, tebriğimle kaleminiz hiç bitmesin değerli şairimiz...Saygılarımı bıraktım..