Süt Beyaz Göğün Dinmeyen Raksı
sen kıyısından geçerken sana eş
sevgi çokluğunun ipini çekerdim ben iki ucu iletken eş bakışlı otobüs camlarında kır çiçekleri bahçeler sarı ovalar ve engebeli dağların arkasında batmak üzere olan sıcacık güneş bazen kaygısızca sana dalmak gibi bir hayali avuturdum ben nereye varsam bu dünyanın bir başka hali neyi duysam ince bir şarkı gibi boynuma yaslanan renklerini değiştiren ağaçları seviyorum eksilmiyor yol uzadıkça yarım ay tam yol ileri sevgim değişkenliğini tasarlarım zamanın göğsümde biriken aşkından fışkıran süt beyaz göğün dinmeyen raksı ve aksı dudaklarında sönen bir yağmura söyleniyorum bu gürültülü karanlığın sezgili göz kapaklarında açılır seni görür kapanır seni korkarım sanki dibinde kaybolduğum seni düşünmeden geçen saatlerimi hasret kısaldıkça yorgun dizlerinin dibine düşüp uyumak istiyorum uyanmak çizdiğin bir sabahın el esintilerinde saçlarımda beyaz yüzün kokun kokuma değdikçe yükselen aşkını dinlemek istiyorum. |