rüya kabuğu
duvara sığınan çıplak gölgeler
muamma rengine bürünür ahenk en ücra kuytuda yapayalnızken kaos üstü kaos cenk üstüne cenk yangısı intizar cehenneme denk hay hu sesleriyle avunan serçe çırpınır göğsünde nice okyanus çatlarken sessizce rüya kabuğu öteden oduyla seslenir yunus tuzla buz şarlatan tuttuğun fanus intikam yemini ederken bu kuş tutuşur gökyüzü savrulur meta lahzanın sonsuza döküldüğü dem mat edeyim derken kalınır pata ölüler yürürken diriler mevta yönelir hayale dalgın bakışlar inziva yalnızın dingin örtüsü bilmece tavırlar bozar dengeyi kaç boğum hafakan hiçlik kertesi insanı yaşatan ebed dürtüsü kimsesiz kentlerin garip masalı yetimin kanayan şefkat öyküsü yalandır kalplere girmeyen hayal dillenir çağlarca garip türküsü yontarken günleri zaman keskisi |