EVİNİZ
Eviniz iki katlı
Eviniz ahşap Eviniz mahzun. Akşamla ikindi arasındayım Yol boyu ağaçları yalıyor güneş Hafiften bir rüzgar. Ve ben, yola eğilmiş Ve ben, ayaklarıma amade Bütün kızlardan Bütün eşyadan azade. Yürüyüp gittim Ayaklarımın beni çektiği yere kadar. Kaldırım taşlarınca... Taşların bittiği yere kadar. Hep aynı yerde duraksıyorum İşte! Yine aynı yerde Evinizin sokağında İçimdeki yolun bittiği yerdeyim. Dilimde bir sus Ayaklarımda aynı pranga Sözümüzün yittiği yerdeyim. Herkes kendi halinde, Kimseler bilmiyor oysa Bir tek ben biliyorum neden buradayım Bir tek ben yalnızım sokağınızda yıllar sonra Sensizliğe bakıyorum nefessiz. Evinizin avlusunda yas Merdivenlerinde hüzün yüklü Sesin çıkıp gitmiş odalarından Camlarında yüzün yüklü. Cümle kapısı paslanmış Duvarların da ölüm sessizliği O karanlık gecelerin ay ışığından Tül arkasından, Kaçamak bakışlarından Pencereden yola sözün yüklü. Sayamadım kaç hazan geçti üzerinden Köşelerinde kurumuş yapraklar Kendince açıp solmuş çiçekler İhtiyar ağaçlar. Bir tek ben görüyorum, Bir tek ben duyuyorum, Bu umarsız bahçede özün yüklü. Sokağınızın Nisan sabahları vardı Haziran akşamları Yürüyüp giderdin yol boyu Köşelerde dönüp dönüp bakışların Gözlerimde gözün yüklü. Akşamla ikindi arasındayım O eski evinizin karşısında Ilık ılık rüzgar vuruyor çatısına Tenini yalıyor geçmişin. Gözlerimde saçını tarıyorum Ellerini tutuyorum senin. Eviniz iki katlı Eviniz ahşap Eviniz mahzun Saçaklarına asılı sensizlik Tahta kapısında yokluğun Yüreğimde közün yüklü. Aydın YÜKSEL-ANKARA 31.05.2015. Cumartesi-14.00 |
Türk yurdunun evlatları sırada
Bayrak için, Ezan için can verir,
Vatan aşkı kutsal durur yücede
Türklük için şehit olur ser verir.
---- 29.12.2015 – İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
.............................. Saygı ve Selamlar...