Bir serçe kuşu gibi
Kanadı kırılmış yaralı bir serçe kuşu gibi oturuyorum pençerenin önünde sevgilim.
Okadar mutsuz,okadar çaresiz. Kar taneleri düşerken yeryüzüne seni getiriyorum aklıma. Her kartanesi senin yüzünü,gözlerini anımsatiyor bana. Nasıl’da güzel düşüyordu kirpiklerinin üzerine bembeyaz tertemiz kar. Hava çok soğuk sevgilim,üşüyor yine bu aksam yüreğim. Soğuk olan hava değil yüreğimi üşüten,düşen kar taneleri değil bedenimi donduran. Senin yokluğun,senin özlemin en soğuk havadan bile çok üşütüyor yüreğimi be sevdiğim. Ve ben yine,tam şurada,tam bıraktığın yerde üşüyorum her aksam üşüduğum gibi sevgilim. Ne sıçak bir yatak,ne de sıçaçık bir guçak ısıtır bu akşam bedenımı. Bir tek senin sevgin,senin gözlerin ısıtabilir bu çaresiz,üşüyen bedeni. Ve yine o pençerenın önünde küçük yaralı serçe kuşu gibi bekliyorum senin gelmeni. Kar taneleri dindiriyor birazçık olsun sana olan özlemimi. Geliçekmisin birgun sevgilim?Sarılıçakmısın bana eski günlerdeki gibi? Bekliyorum imkansızım,yaralı bir serçe kuşu gibi gelip yaramı sarmanı,kanatlarımı tekrar takmanı. |