Kaktüs Çiçeğim
iki uçurum arasında kalıyor karar vermek
her zaman aynı şey nehirlerin ucu kavuşmaktır diyorsun topla cesaretini korku kararsızlığı sevmez küçük bir özet takılıyor ormancının aklına bütün yaşadıklarım bu daha fazlası için ruhunu saklaman yersiz o okumayı biliyor rüyalardan devşirip kara kuşlar tekrarlıyor bilinmezliği bulutlar ne fena imiş getirin diyecek yok verin ızdırabı sonunu bilsin nerede her dem kendini sorgulayan yalan oysa basit bir kolye imiş ölüm ağzında iki çaresizlik ortasında kalbini çalandan kaçan istek kabuğunu kırıp daha ileriye tadılmamış duyguları seziyor yer göğün en ufak dili bu menzili haykırdıkça alevlenen aşk öpe dursun eski katilini dudağım sana işve ile süslü sen kimsin diyecek kadar ters ve buğulu akşamlardan aşkın sonunu ezber eden benim güzel kaktüs çiçeğim elime batsa da aşkın ben seni seveceğim. |