Doktor Bey
Aklı seferber ettim, içinden çıkamadım
Ahvalimi ilmine, sunuyorum doktor bey Garipliği ruhumdan, bir türlü sökemedim Her gece muallâkta, donuyorum doktor bey Kapına geldim işte, sırala önerini Sergile mahareti, göster tüm hünerini Tut göğsümün üstüne, nur saçan fenerini Tavsiyeni destursuz, onuyorum doktor Görünüşe aldanma, tuhaflık görüyorsan Kabul etmem imkânsız, aklıma yoruyorsan “Feleğe suç yükleme, hükmüne varıyorsan” Bin türlü çıkış yolu, deniyorum doktor bey Cahit Sıtkı Tarancı, yetmiş yıl vade biçmiş Yolum yarı olalı, otuz beş sene geçmiş Beni oyunda tutan, havsalasız bir güçmüş Oynanmamış zamanı, sınıyorum doktor bey “Gönlümün mantığında”, hata yokken seçimde İdamlık bir mahkûmun telaşı var içimde Kurbanlık koç misali, melül mahzun biçimde Çaresiz cellâdıma, dönüyorum doktor bey Derdim sevdaya düşmek, çilesi eyvallahım Acemi sakilerin mekânları dergâhım Kayan yıldız gibiyim, görmüyor mu Allah’ım Zirveden tepe-takla iniyorum doktor bey Düşlerin terkisinde, bağladıkça karalar Derdim saymakla bitmez, kabuk tutmaz yaralar Sabır küpüm aklıma, tavsiyeler sıralar Umut pınarlarında, yunuyorum doktor bey Ölüm Allah’tan ama sebebi kullarından Bülbülün çektiği gam, dikenli güllerinden Benimkisi gariplik, sürmeli yollarından Her gece yıldızlarla, sönüyorum doktor bey Cansız hayali bende, özenle saklıyorum Günde bilmem kaç sefer, tazimle yokluyorum Kırk yıllık hasret gibi, öpüyor, kokluyorum İstemez gidişatın, sonu yorum doktor bey Delibal son görevi, safa atmak üzere İlaç benim neyime, dua çatmak üzere Hayat şiir, ben şair, güfte bitmek üzere Şairlikte son dize sanıyorum doktor bey Celil ÇINKIR – 13 Ocak 2015 |