söz geçmez yüreğime sessizce masallar anlattığım kara kalem günlerde bekledim seni
adının harfleri yoktu kimliğin tespit edilmemiş yüzündeki bulutlar çayların buğularını ağlamamıştı daha
kendime yenildiğim savaşlar duvarlarda rutubeti kanatır ağır yaralı duyguları saçardı uykulara öyle yangındı yalnızlık göğün yere düştüğü vakitlerde arasında ezilir kalırdı ruhum
sen gelmeden önce büyüdüğüme inanmayıp çocukluğumu acıtırdım hayatla dizleri kanamış şarkılar söyler selamlamadan kenti günaydınsız bırakırdım sokakları
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
NEVROZİN ( BAHAR ÇİÇEĞİ ) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
NEVROZİN ( BAHAR ÇİÇEĞİ ) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yakınımızdaki, uzakların türküsüydü sanki; fon müziğiyle mısraların arasından derinlere uçtum sonra anka kuşların kanatlarıyla göğe süzülürken, yanı başımdaki çay ocağından kaçak çay söyledim; koyu ve kaçak çayla mısraları tekrar okudum...
Newroz-Zin bir çiçek olduğu kadar bir bayramdır da... Bayram dedikse içinde bayrmaları olmayan çocukların sesi duydum, annelerin çığlıklarını, çığlıklar ki yankılana yankılana ağıtlaşan; ağıt yakan anneleri gördüm!
"yoktum varlığın gelene kadar"
Varlıklarıyla varolduğumuz sürece var olacağız, yıldızlar ışık saçtığı sürece...
Şiirin, her mısrası vurguydu yaşannanlara, gizli göndermelerle şiir kendini kutsarken öksüz-yetim çocukların gözyaşlarına (belki şairin iç seslerin gözyaşaları saklıydı; bir o kadar hüzün tanıdıkdı ki) tanık oldum sanki...
sen gelmeden önce büyüdüğüme inanmayıp çocukluğumu acıtırdım hayatla dizleri kanamış şarkılar söyler selamlamadan kenti günaydınsız bırakırdım sokakları"
Mısralar, esmer duyguların hakim olduğu şiirdi bir bakıma ... Özgün, serbest bir eser okumanın esrikliğiyle çıkarken laf kalablığı yaptımsa affola...
harflerle bir demlik çay içtim hemde tazeliği üzerinde tüten..yüreğine merhabayla.. alışılmışın dışında doğaçlama yapılan yazıların en güzel örneklerinden ..onur verdin...zevkinin çocuğuna ulaştığım şiirlerde buluşmak üzere eyvallah dost
bir şiirin imgesinde geldin paragraf başı yorgun noktası virgülü kimsesiz karmakarışıktı mısralar kirlenmişti hikayesi harfler suskun kelimeler acılı sözcükler yetimdi
gönderilmemiş mektuplarla geldin saçlarında deniz kokusu gözlerinde mercanlar bin yıllık Cudi’den uçurdun dudaklarından gülüşleri
artık tenin kaf ben küllerinden doğan ankaydım .....Yoğun duygusu, sevdası ve hüznü yanında okuyana keyif veren güçlü anlatımı ile son günlerde okuduğum çok güzel bir serbest çalışma ürünüydü. .....Usta kalem sahibini kutluyor, selam ve saygılarımı bırakıyorum sayfanızın kenarına. .....Sağlıkla, mutlulukla ve hep şiirle kalın.
Newroz-Zin bir çiçek olduğu kadar bir bayramdır da... Bayram dedikse içinde bayrmaları olmayan çocukların sesi duydum, annelerin çığlıklarını, çığlıklar ki yankılana yankılana ağıtlaşan; ağıt yakan anneleri gördüm!
"yoktum
varlığın gelene kadar"
Varlıklarıyla varolduğumuz sürece var olacağız, yıldızlar ışık saçtığı sürece...
Şiirin, her mısrası vurguydu yaşannanlara, gizli göndermelerle şiir kendini kutsarken öksüz-yetim çocukların gözyaşlarına (belki şairin iç seslerin gözyaşaları saklıydı; bir o kadar hüzün tanıdıkdı ki) tanık oldum sanki...
sen gelmeden önce
büyüdüğüme inanmayıp
çocukluğumu acıtırdım hayatla
dizleri kanamış şarkılar söyler
selamlamadan kenti
günaydınsız bırakırdım sokakları"
Mısralar, esmer duyguların hakim olduğu şiirdi bir bakıma ... Özgün, serbest bir eser okumanın esrikliğiyle çıkarken laf kalablığı yaptımsa affola...
Güzel yüreği selamlıyorum
"