ve şimdikaynak yok bu akşam meyvalar yok yaprakların altında çok geç vakitte sustu haykırışlar ne aşk ne akıl ulaşmadı kulağa yürekten ayrılmış dilimler gidişlerde yırtıcı ve fırtınalı gecenin dolambacında sabahın yeniden yaldızladığı ne varsa silen ve silken rüzgar gibi ve gülen harman yerinde şişen dünün rüzgarı öğleye doğru tutsak hava kabarcıkları yıkılmış şarkılar ya da boğuk tutkunun tuzu daha yutuyor sizi yakıyor ellerinizin çukurunu yarıp geçiyor güneşin duvarlarını gözlerin göz kamaştırıcı ışığında kuru ve kara kibir yarası |
Yalanlardan bir buse
Çanakkale rüzgarında
Arabalı vapurun
Geliboludan
Bir sardalya şenliğinde
Tanımak istedim
Gerçeği
Ölüm bu kadar yakın
Gerçek bu kadar yalın
Ve sen bu kadar yanlız
Ve tutkulu
Ve kırgın
Hayata
Kendine
Ah etme
ey yar
Ziara bu diyar
Seslensen
Her sesinde
Seni duyar