S'ye Mektuplar 2
S’YE MEKTUPLAR
2 Savunamamak, anlatamamak, anlaşılmamak kadar kötü bir şey var mı? Belki de var. Sevdiğin kişiye karşı savunamamak, sevdiğin kişiye karşı anlaşılmamak, sevdiğin kişiye karşı anlatamamak… Seni senin kendini tarif ettiğin gibi anlayamamış olduğum için çok üzüldüm bu akşam. Seni anlamış ve ona göre davranmış olsaydım bunlar olmazdı belki ama yaşananlar bu kadar anlamlı da olmazdı o zaman. Düşünüyorum da, aslında yansıtmamış ya da yansıtmayı becerememiş olmanın izahını aramanın da anlamı yok. İzahı seni bana getirmiyor, üstelik beni de kendimden uzaklaştırıyor. Fazla donuk, fazla soğuk, tepki vermeyi unutmuş, tepkisiz bir kadın oldum. Kabullenmesem de bunun böyle olmadığına insanları inandırmak mümkün değil galiba. Kendimi böyle mi koruyorum acaba, gidecekleri ardından ağıt tutmayacağım şekilde kalbimden uzaklaştırmakta ustalaştım mı fark etmeden. Hani bu şey gibi, sevdiğin insanın telefon numarasını ezberlemeye korkarsın ya. O seni bırakıp gittiğinde aramamak için. Onurunu kendi ellerinle zedelememek için. Ben bunu bir yaştan sonra hep yaptım. Bir gün nasıl olsa gidecek deyip alışmamayı, alışmamaya çalışmayı… Gözümde ve gönlümde büyümesini engellemeye çalışırken, ‘gitmeyeceksin değil mi’leri de sormaktan vazgeçmedim. Ne beklersin senin çoktan terk etmiş olduğun insandan? Senin çoktan terk etmiş olduğun adam, seni neden bırakıp gitmesin. Doğru, neden gitmeyesin. Neden açıp fotoğraflarıma bakasın, neden ne yaşamışım göresin, neden yaralarımı nasıl sarıyorum, bir kedi gibi kendi yaralarımı nasıl yalıyorum, nasıl acıyorum, seni bu yaraya basarken nasıl uzak tutmaya çalışıyorum, neden her bir sözcüğünün altında milyonlarcasını arıyorum, bundan kendimi neden alamıyorum, neden bu kadar hastayım ve aslında bunlar beni bugüne nasıl getirdi… Aslında neden bu yaşadıklarımı ‘iyi ki yaşamışım’ dediğimi itiraf edemiyorum kendime? Neden saldırganlığımla gurur duyuyorum? Bakışlarım saf olsa neden kendimi sevmezdim, neden duruşumla bu kadar gurur duyuyorum bilmiyorum bile. Ve neden sonra seni kuruma, neden sonra seni gözyaşıma, neden sonra seni bana, düpedüz bana sarmak istiyorum. Neden şu an seni hayatımdaki her şeyi bırakıp, bir tek seni istiyorum. Ve neden istemiyorum. “Gider misin?” bilmiyorum çünkü. Gitme… Ne olur donukluğumu değil, beni, kalbimin sana gitme deyişini dinle. Ben seni sevmeye çok hazırım. Sev ve kalbimin birkaç güvercin bulup, rüzgarına taşınmasını bekle… ASENA GÜLSÜM GÜNEŞ |