Fidan ve Rüzgar
Yandığım bir avuç kül olsa, kıvılcımlarına su serpsem ateşimin
O yine yansa… Ben bir bardak suyu celbetsem üzerine, Alev alsa.. Sonra katlasam ikiye üçe, kırpsam ucundan bir makasın en kör noktasıyla . Budasam ve dallanıp budaklansa. Taptaze bir orman olsa o ateşten fidan. Kıpkırmızı çiçekler açsa ve tam tan vakti susasa… Güneş sunar mı susadığında ışığını toprağa Ya da ısıtır mı bir deniz o fidanı boydan boya.. Yapar.. Kökleri sağlam her fidan alır nasibini güneşten. Ayakları yere sağlam basıyorsa, yakamozları seyredecektir kıyısında denizin Üstelik Yorgun başını deli divane edecek bir rüzgar olacak yanıbaşında Belki o rüzgara aşık olacak Belki dost… Bir ayazda harman yeli gibi kaşına gözüne bulaşır da acı verirse yapraklarının kokusunu içine çeken rüzgar Aşık; Denizin üşüten sıcağına karşı dik tutarsa başını Dost… Rüzgar seçecek bunu Fidan değil... ASENA GÜLSÜM GÜNEŞ |
anlamak için durup dinlenmeye fırsatı olmuyor insanın...
iyi şiirler...