7
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
2515
Okunma

okumasız yazmasız
gözlerinin alfabesini okuyorum
...
su kırıldı
ve kirpiklerimin ucu perişan
her hecen
kelimelerle dalgakıran aklıma
saçlarından dökülmüş deniz fenerleri
rıhtım boyu kokuna zimmet hava
dur şimdi
lal çiçeklerimi suluyorum
yitik bir kül rüzgarı tütün
dudaklarımın arasından
dökülmüş sakallarıma
ihbar ediyorum feryadımı
içimde savaş esiri ciğerlerim
dur şimdi
kör gecemi karşılıyorum
tırnaklarımda avuç etim
yumruğum duvara al
gölgeler gelmiş pencere çıplağına
bir şarkının mırıldanışı rüzgar
koyma beni bu zemheri yalnızlığa
dur şimdi
dilsiz yaralarımın kabuğunu kaldırıyorum
karanlığın göbeğinden
sokağın lambası yandı
karşı kaldırım
geçmiş adımların mezarlığı
mukayet ol hasretimdeki sana
yoksa öldüresim geliyor bu kenti
söyle zaman indirsin şalteri
dur şimdi
üzerimdeki sensizliği çıkarıp
aşkını giyiniyorum
iyimisin
ki en büyük yalanın olur evet
kötüsün her insan gibi
acıyor uykularına kadar heryerin
ahraz bir mevsim aşk
beyhude konuşuyor düşlerin
dramatik zaten paragraf başı hayat
belkide hüzünlü bir oyundur sabahlar
geceleri perdesini yalnızlıkla kapatan
dur şimdi
resmin göz kapaklarımı çalıyor
bakmalarını içeri alıyorum
yine öldürüldü bütün ışıklar
kafiyesi olmayan
serbest bir yaşam başladı
sessizlik siyahın içinde
bugünde ölmedim anne
ama dizelerimde bir kadın
hecelere kaçmış ağrılarım
ey yürek ülkemin başkenti
yine öldürüldü bütün ışıklar
iklimin lisanıyla sustu zaman
dur şimdi
sabah kalktığımda
yanaklarımda kurumuş olacak
senleri yağdırıyorum
hangi yanımla sevsem
yönüm sana çıkıyor
tek istikamet
sana yolcuyum
peronlar yıkıldı
istasyonlar eski
limanlar gemi ölüleri
asfaltlar yamalı yoksulluk
sana gelişim
kırlangıç göç izlerinde
tufana aykırı kavimler dolusu
fişlenmiş bir kaçağın
hürriyetine uçması işte
sen benim hürriyetimsin
...