1
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1176
Okunma
bu mu diye işaret etti
yanında sağ yanında duruyordum
insan insana bu kadar yakınken
aklımızdan geçenleri ölçecek bir hakikat yok
kısacık bir tedirginlik aşı edildi
kolumuzun üstünden baş ağrımıza doğru
sınıf kokularıyla uyandık
oysa bahçede bir top duvara değip
ayağıma geri geliyordu
o an hangi ağaç var biliyordum arkamda
üzgünken ziyaret ettiğim
ince kamışların kaval sesi
o kadar çok yaklaşmıştım ki size
gazetede gördüğüm bir kadına aşık olacak kadar
yumuşuyordu vücudunuz elimde
yüksek bir yerden ağaçlara baktık
kırmızı yeşil sarı
git gide dibe inen ışıksızlığın
karanlıklara selam veren
ve sonunu bulacakmış gibi o sihirli sözün
ucunda aslı duran yaprak
dile diyordu
sonsuz isteklerinden bir tanesini
mesela şu patikanın kıvrılan karanlığını
heyecan gölgeleri ile
aklına düşen sevgi arasında
kol kola giren aşkın son şekli
suya atılan taşın ağırlığıdır
ağladığın kadar çok
sustuğun kadar ben olsam
sonu gelmeyen harflerin
bu mu diye işaret etti
camlara bakıp kendimle konuşuyordum
toparlayıp ağzımdan çıkan kelimeleri
döktüm gecenin eteğine
hiç bitmeyecek sandım
hissettiklerim.