Şimdi uzasa boyun, meselâ göğe değse Ve çıksa dudağından arada lâtif kelâm Bulutlar, birkaç yıldız, diz çökse başın eğse Habis ise niyetin, neye yarar elif lâm
Dillerde hep çıngırak, hep bir heves hep tamah Aslında farkındayız, adımız fani beşer Aydınlatır dünyayı sabah güneş, gece mah Dalda yaprak gibiyiz düşeriz üçer beşer
İndir burnunu Kaf’tan, yüzmez kibirle gemi Kalbini sil parlasın geç olmadan pür-ü pak Tevazu zırhın olsun, böbürlenme hiç, e mi? Gör nasıl açılacak sır üstündeki kapak
Ömründe bir pencere, diler isen Firdevs’e Akıt gözyaşlarını, kucaklasın seni fer Çek sabrın kılıcını, öldür nefsini devse Dönüşün yok geriye tek biletli son sefer
Birden yıkılır gövden, Azrail’de maharet Otuz iki dişinle kilitlenir dudağın Alacağın yanına, verdiğinden ibaret Başlar hasat mevsimi, dünya denen bu bağın
Ne bir duygu kalbinde ne akıl kalır serde Yaşıyorken, diriyken düşünseydin az biraz Yalnızsın, bir başına, ahşaptan dokuz perde Dizerler üzerine, edemezsin itiraz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SIR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SIR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hece konusunda “ uzman olmadığınızı “ söylemekten kaçınmadığınızı biliyorum Hicran Hanım. Ne var ki, yayımlanmış üç kitabı olan bir şair (e) e (ye) bir hece çalışması ile alakalı doğrudan hece adına olmasa da birkaç şey söylemek sanırım çok yanlış olmaz.
Serbest Şiirle Hece Şiiri arasındaki farklar malum. Ama benzer olan çok yönleri var. Bunlardan bazıları mısra(dize) tekniği, anlam, devamlılık, sürükleyicilik, savruk olmamak, kopmamak, başlangıç ve final arasında uyum, vurgu….(vs..vs) Yani, “ Hece Şiirinin hecesi ve kafiyesi tamamsa o şiir tamamdır, olmuştur “ batıl inancına uyma gibi bir hataya düşmemeliyiz.
Bu bağlamda çalışmanıza baktığımızda, mısra tekniğinde zaaflar olduğunu görmekteyiz. Bu zaafların anlamsal anlamda sıkıntılar oluşturduğu da muhakkak.
“Habis ise niyetin, neye yarar elif lâm” Neden “elif lâm)? Elham mı? Lafza-i Celâl mi?
Hadi birine karar verdik… Peki bunu; Söylemek mi? Düşünmek mi? Yemek/içmek mi? …..
" Kalbini sil parlasın geç olmadan pür-ü pak " Bu cümlede ne demek istediniz? ( bu arada “pür-ü pak “ sanırım “pirüpak/ pir-ü pak/ Pir ü pak/” şekliyle olmalı..) Yani niyetiniz elbette “ geç kalmadan kalbini sil, parlat; pir-ü pak olsun “ du ama bu böyle mi ifade edilmeliydi? Buradan anlaşılan şudur: “ Pir-ü pak geç olmadan kalbini sil parlasın “ Bu doğru bir cümle değil bence…
“Akıt gözyaşlarını, kucaklasın seni fer”
“ Fer “ nedir? Aydınlı-ışık mı? Kuvvet mi? Canlılık mı? Demir, kılıç, nal mı? Güneş ışığına, ya da araba farına “ fer “ denmeyeceğine göre neden tek başına ve muğlak bir şekilde kullanılmış? H. E. Adıvar “Otuz yaşıma gelmeden gözlerimin feri sönmüştü “ diye kullanmış eserinde. (ferim söndü dememiş ) Demek ki sadece kafiyeye uygun olsun diye ifadeler bu şekilde kullanılmamalı.
Hatta, 7+7 hece ölçüsü ile yazıyorsak “…başın eğse “ gibi eksik kelimeler de kullanmamalıyız. Çünkü 11’ li heceden sonrası hece kaygısının en aza indiği kalıplardır. Ve, 11’li heceden sonrası hem Âşık Tarzının hem Halk Şiiri Tarzının bittiği, artık okumuş ve kültürlü adamların sahasının başladığı yer kabul edilir ( Ben, kültür ve okumuş kısmına tam olarak katılmasam da) Kafiyeyi bile çapraz yapmışsınız ki; bu tarz konusunda beni doğrularken esneklik anlamında da size avantaj sağlıyor.
Ve,
“Çek sabrın kılıcını, öldür nefsini devse” Burada da anlam muğlak… Ya dev değilse öldürmeyelim mi? “ Çek sabrın kılıcını nefsin devse de öldür “ gibi olmalıydı…
“Alacağın yanına, verdiğinden ibaret” “Alacağın yanına “ ile “ yanına alacağın “ arasında çok büyük fark var. Elbette ifade biçimi, kullanılan kelime, imge, teşbih ya da edebî sanatlar farklı olabilir. Ne var ki anlam net olmalı. Burası da muğlak…
Ve, “Dizerler üzerine, edemezsin itiraz” mısraı sanki final mısraı gibi durmuyor. Devamı varmış gibi göz alta kayıyor. Arapça ve Farısça kelimeler kullanıyorsunuz. Bana göre estetik anlamda gayet de güzel duruyor. Ne var ki bu kelimelerin dokusal anlamda da anlamsal anlamda da uyumu sağlanmalı. Aydınlık, aydınlatma bağlamında “ Güneş “ le kullanacaksanız eğer “ ay “ ı tercih etmelisiniz. ( ya da “ Şems” ve “kamer” Çünkü, “ ay yüzlü” kastedilerek sevgiliye bir hitap ya da tasvir şeklidir “ mah ”. Gece doğan ay anlamında hiç kullanılmamıştır. ( Halk ve Divan Şiiri örneklerinde )
Eğer, hecesi ve kafiyesi tamam diye şiirsel ve anlamsal yönü böyle eksik bir şiire tamam dersek, kafiye hatası yapmış ama şiirselliği ve anlamı daha sağlam olan bir şiire eksik demekle hata yapmış Olmaz mıyız?.
Ve, seçki alan şiirlerde de bu kıstasın ölçü alınmasının daha adaletli bir davranış olacağını düşünüyorum.
Daha sağlam, daha anlamlı şiirlerde buluşmayı dileyerek; Eyvallah!
İki kitabım var üç değil. Tamamen kendimi mutlu etmek için kişisel yayıncılık yoluyla çıkardığım. Yani yayınevleri kollarını açıp Hicran Hanım süper şiirler yazıyorsunuz gelin kitaplarınızı basalım demediler ki zaten ben de bunu iddia etmem hiçbir zaman. Dolayısı ile şair olduğumu da iddia etmem ama severim okumayı da yazmayı da ve öğrenmeyi de.
Sizin de belirttiğiniz ve benim de hep dediğim gibi hece şiiri konusunda uzman olmadığım gibi şiir ve edebiyat konusunda da uzman değilim bu konuda akademik bir eğitimim de yok ama kendi çapımda, öğrendiklerim ışığında bir şeyler yazma ve üretme hevesi var içimde. Okurum, araştırırım takip ederim yazılanları çizilenleri.
Bu bağlamda gerek sizin gerekse bir başkasının eleştirileri, tavsiye ve önerileri benim için çok önemli.
Vakit ayırıp çalışmamı değerlendirdiğiniz için çok teşekkür ederim size. Bundan sonraki çalışmalarımda altını çizdiğiniz ayrıntılara da dikkat edeceğim.
‘’ Daha sağlam, daha anlamlı şiirlerde buluşmayı dileyerek; ‘’ temenninize katılarak saygılarımı sunuyorum. Eyvallah…
malesef az önce dinleyebildim sesli hâlini şiirin. ve fon-şarkı da ne yakışmış tahmin ettiğim gibi. Ve sevgili Barış ne güzel sürpriz etmişsin kardeşim. İkinizin de emeğine sağlık
sevgili Barış ne hoş bir sürprizdi bu böyle... Serhat beyin şiire armağan ettiği şarkıyı da fonda kullanman ayrıca çok ince bir düşünce... çok çok teşekkür ederim...
istediğim zaman , istediğim şiiri yazarım. ister hece, ister serbest. yazdığım zaman şiir adres şaşırmaz. bu sağ kolunu kullanan birinin, sağ kolu yorulunca aynı işi sol kolu ile yapması gibi. eyvallah...
Şu çok belli ki artık Hicran hanım boş şiir yazmayacak. Bu terbiye ve meleke oluşumu cümlelere hakimiyet uzun zaman alır. kesin olan bir şey şiire verilen önem çalışma ve yazmaktan çok okumak yeni kelimleler orijinal imgeler bulmak ve bunları akışta kullanma maharetiyle pişirmek...
bizlere kalan da zevkle okumak bu lezzetten pay çıkarmak...
şiirin ismi "sır" son günlerde ezgisiyle beni esir alan bir şarkı var: MARİRA FARANTOURİ'nin söylediği TO MYSTİKO adlı şarkı. ki onun da Türkçesi sır demekmiş. http://m.youtube.com/watch?v=mONiko1bJDk
içinde çok güzel ve değerli mesajlar olan bir şiirdi Hicran'ım...
.. şu üç günlük fani dünyada kalp kırmadan, kimsenin haysiyeti şerefiyle oynamadan kin ve düşmanlık duymadan, büyüklük taslamadan, nifak sokmadan, gıybet etmeden zamanı geldiğinde alnımızın akıyla gitmeyi nasip etsin cümlemize elbette iman ve güzel amellerle...
insanlar birbirleriyle uğraşıp, kötülük yapacağına "kendi nefisleriyle uğraşsa" o vakit herşey güzel olurdu..
Sevgili ustam; Keyifle okudum. Tek kelime ile muhteşemdi. Emeğinize, yüreğinize sağlık, kaleminiz daim olsun. Bu güzel eserinizi bizlerle paylaştığınız için size teşekkür ediyor, en kalbi duygularımla sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum. Esen kalın…
Hanımefendi, boş insan dev gibidir. Bigiyle ilimle irfanla doldukça hacmi küçülür özgül ağırlığı artar. Yaşam boyu bunun farkında olanlar şiirdeki güzel uyarılardan nasibini alanlardır. Çok güzel bir heceydi. Kafiye seçimlerindeki özenli davranış ayrıca dikkat çekiciydi. Tebrik eder saygılar sunarım
İnsanoğlu ölmeden ölmeyi bilemediğinden hep yaşamaya kenetlendiğinden ve tasavvuf ehli olabilmediğinden insan-ı kamil kimdir, necidir, nicedir öğrenemediğinden içine kaçan şeytanın kulağına kar suyu kaçırır hep.
Nefsini kamçılayamayanlarız bir sn. sonra ne olacağımızdan emin olmadığımız halde yılların hesabını yapanlarız..
vs. vs.
böylesine çirkinleştiğini unutan biz insanlar en güzele biat etmeyi öğrenemedikçe, teşekkür edemedikçe birer birer gayb olup gideceğiz. Ardımızda iyi bir iz bırakamadan. Ve yerimizi dolduracak kısa sürede gölgeler gölgeler.
Ah nefsim ah nefsim...
..........Hicran' cım hatırlatan mısralarına bam teline dokunan ulviliğine şiirin çok teşekkürler ederim. Arada silkelemeli şiirler okurları. Eyvallah canım, çok sevgilerimle.
manen kıymetli söz dizeleri...