Vurduk Gökyüzünün Mavi HüzünleriniKuşkonmaz penceremin önünde komşu kızının saksıda hediye ettiği çiçeğin tomurcuğu baş verirken güne içimizdeki sisli köylerin yaylalarından ayaklarımızın gürültüsünü duymadan geçtik sabah yeline teslim olmuş bozkır kır çiçekleriyle avuturken tarlaları gözlerimizin tuzlu yaşıyla okşayarak elveda dedik cinsel duyguların dürtüleriyle kalbimizi heyecanlandıran vuruşlara kimi zaman aşk kimi zaman sevgi dedik üreme iç güdüsüyle yorduk bedenimizi ihanet ettik saf temiz düşüncelerimize aldattık aldatıldık kötü kuşatılmış askerler gibi savaş meydanından çekildik kendi siperlerimize bazen masum bir Habil olduk bazen de cani katil Kabil vurduk gökyüzünün mavi hüzünlerini yakalandık tufana suların sessizliğinde boğulduk eşeledik deştik toprağın döşünü gömdük içine ellerimizle pisliklerimizi mevsimlerin yıkıntılarını talan eyledik kerbela icat ettik sinemizde cinnetini yaşadık alemin suçsuz masum sabileri dün diri diri gömdük az geldi yetmedi kirli ellerimize haya edip arlanmadık coştuk durulmadık bu günde savaş suçluları gibi kurşuna dizdik oysa hiç bilemedik öldürülürken bir çocuk meçhul bir yerde solarmış gökkuşağının rengi donarmış toprağın özü hiç ama hiç bilemedik biz alnımıza sürülmüş bu kara lekeyi insan olarak silemedik |
Alkışlıyorum kalemi
Yüreğin kalemin var olsun
________________________________________Saygılar