İLKTİ...
Mahal vermez iken bütünlemeye birbirini
Gözlerimin gölgesinde konuştu sevdanın dili Bir yanda soluk bir gölge Kapladı en derini o kara hüzün. Ve sonrasında evveliyatımının eşliğinde o solgun yüzün Tümlecinden ayrı kalmadı mı sanırsın her bir sözün. Gidip de göremediğim kayıp eşkâlin Demlendi ve seyreldi nihayetinde şu ahir ömrüm. Gölgemin gölgesiydi nöbet tutan Ayracında saklanmış kalan yarım Nezdinde kavuşmayı beklerken o koca tümün. Işıksızlıktı hapseden İzbelerde, kuytularda gizlenen. Aynalar kırık, bin bir parça Binlerce akis yansımış Dans ederken kayıp ruhlar Ne tümleyen ne tümlenen Gizli saklı her biri bir başına. Aktı, aktı yaşlar oluk oluk Ve yıkandı tüm kiri pası melun ruhların. Kavuşmaktı tecellisi hasretin Ebediyetten miras uzantının Görüp göreceğim o hayallerin. Bir avuç tütün kadar acı Elde kalan koca bir sus payı. Kelimeler oynaştı ahenkle Suskun ve mağdur gönle nazire edercesine. Sustum susalı İlkti bu sessizliğin yakıcılığı Ve sondu içinde kilitli kaldığım O dört duvarın boğucu havası. Tek tek toplamak yıldızları Savrulmuş dört bir yana Sanki bir korun verdiği acı Belki de sesi o görmediğim yabancının. Bir bir savurdum yaprakları Bin bir dilekle tuttuğum o papatya falı. Bilmezdim nazını niyazını sevdanın Kimler erdi keramete kim bilir. Çocuk, kadın ve adam Mükellefti her biri Sunulan sevdadan Adını çoktan koymuştu ne de olsa Yaradan. Azaldı özlem, Azaldı hüsran En güzel armağandı oysa Sevginin eşliğinde sunulan. |
Özlem Demirkaya &*.*&