Göğsüme dar geliyor şehir Saçlarım ıslanıyor boğazın kıyısında. Az ötemde hasret türküleri söyleniyor Meze oluyor dudaklarım ardın sıra…
Titrerdi bakışlarım her kış. Yalın ayak yürürdüm caddelerde. Saçlarım dağılırdı her rüzgâr geçtiğinde. Ve her sabah sızlardı yaram Aklıma s e n geldiğinde…
Köşe başında boynunu bükerdi yağmur Islanmaya aciz kalan geceler Hükmünü sürerdi yokluğunun. Başka tenhalaşırdı İstanbul Palyaçolar çıkmazdı sokaklara Kimse de gülmedi sonra.
U n u t t u m bende, Bir insanı sevmeyi Hem de çok defa. Sonra ölüm kış gibi girdi aramıza. Ü ş ü d ü m. Meğerse ne zormuş anıları musallada yıkamak. Hatta iblis dalga geçerken yokluğunla. Bir kere doğarmış insan Bin kere unuturmuş ölmeyi. Ö ğ r e n d i m. Çiğ halimle basarken toprağa.
Ölüm vardı Öldüren daim.
G i t t i n sonra. Kim bilir kaç soba yandı, Kaç sofra kaldırıldı ardından. Belki de kaç şiir infilak etti duvarlara. Şiirin saçlarını bırakmıştım ayaklarına Gitmeseydin bahanesi olmayacaktı sonbahar Üşüyen ellerimin. — Gitmeseydin öpecektim ölümün alnından – Amel defteri dürülmeyecekti omzumuzda.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bir yürek üşümeye başladıysa ya da o inanç yerleşmişse insanın içine gönül dağlarında fırtınalar eksik olmaz şair. Şiir bu içsel olguları güzel dillendirmiş.Güzeldi bence de
sevgili gönül dostum yine duygu seline boğdunuz beni muazzam kaleminizden müstesna bir şiir daha dökülmüş gönül sayfanıza kaleminiz daim olsun tebriklerim nihayetsiz saygılarım hudutsuz