Tortu 6-Deli ÇobanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sn Mehmet Fikret Ünalan’a teşekkürler
uykum kaçardı ya da..
yazma iştiyakı ile.. sabahın çok erken saatlerinde yazardım.. şiirlere yorum yapardım devam eden hikayelerde olurdum her zamanki gibi yine bir hasret yüklü haikaye-şiirlerdeydim ana tema yine (aşk değil) sevda idi Anadolu’nun bağrından kopan vuslat bilmez-düşlemez sevda olacak ya çiçeğimiz papatya kızımızın adı Hasret.. .... ve canım demekle kalmaz canımmmm diye m’ler uzardı mektuplarda !! bir gün çok sert mizaçlı birinden sert yorumlar mesajlar düşmüştü hesap soruyordu cümleler “-nerdesin..” le bitiyordu o memleketten bu sene 22 –Şubatta geçtim. ne daha önce, ne de daha sonra o memlekette olmadım hiç diye yeminler ettim.. ben "o" olmadığıma ikna ettim ama bu defa "-o nerede" .. ”-sen kimsin” onu bilmediğime ikna olsa da bu defa.. “-beni nereden tanıyorsun?” olmadı “-beni sana kim anlattı?” daha sonra restler küfürlere küfürler beddualara döndü.. oralı tanıdığım birkaç şair var yazıştığım birkaç okul bir de asker arkadaşım diye sürdürdüm ikna çabalarımı “Deli Çoban”ı sanıyordu beni değilse de onu bildiğimi.. ya da Deli Çoban’ın hikayesini .. “olamaz”dı bu kadar bir Edebiyat Defteri okuru “-Deli Çoban’ı buldum” .. “-her şey senin anlattığın gibi” “-kızının adı hasret” “-derdi Sıla..” “-sabahlara kadar şafak vakti..” demiş.. özetle “-20 yıl geçti dediğin gibi iki oğlum var eşimden ayrıldım.. okyanuslar ötesindeyim dinmedi mi öfken dönmedin mi köyüne çalmayacak mısın kapımı hala inanmıyor musun bana unuttun mu oğlak güderken verdiğin sözleri, ettiğin yeminleri teperce koşuşturduğumuzu seni bekliyorum yeter artık..” diyerek yalvardı günlerce sonra kesildi iletiler.. bir-kaç gün sonra bilinmeyen bir numara aradı sesinden sevincini anlıyordum.. o idi “-döndüm..” bir şey diyemeden kızgınlığı, öfkesi şimşek gibi neredesin görüşelim.. yemin ediyorum ben İbrahim Çelikli dedim.. gece saat 04.. “İbrahim Çelikli” … "ver onu telefona" ben "İbrahim Çelikli" "o zaman bulut otele gel" 5 dakikaya oradayım.. caddeye taraf bakan sigara içen kısa boylu ama devasa görüntülü çatık kaşlı güzel bir Karacakız kocaman ellerinin içinde aciz bir eldi benimki küçümser bir eda bir pişmanlık içinde “rahatsız ettim” dedi. Sn M.Fikret Ünalan’a teşekkürler |