9
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1899
Okunma
camın buğusuna çiz beni
eğri büğrü damlaların
birleştiği yerde
sen ve ben adlı masalı anlat geceye
ıslak şimdi asfaltın zifirisi
yolculuğun resmini seyrettiğim şiir
düşlerimin ağır zatüre yalnızlığında
ne uzaklar hesapladım
nede yakın sürgünleri ağladım
gittiğin kente acıktım
sustum soluna düşen dışarısı gibi
anne ağaçların çıplak çocuklarına bak
köklerinde yol üstü kimsesizliği
karanlığın gözlerinde aralanmış pencere
uzat elini tut ellerimi
gözlerinde götürüyorsun denizi
teninde beyaz sayfalar
içinden gelse ağlarsın biliyorum
şımarır sesini titretirsin
bişey diyim mi ..
aklımın otobüsünde
yüreğimin biletini kesmişsin
hangi yön
hangi dağ
hangi kentin bağrına basarsa bassın ayakların
adımlarının izleri bu kentin kaldırımlarında
acıyı kederiyle ağıt yaptım
birazdan parmağındaki yüzüğe konacak
içimin eşkıyası mazlum işte
sen bulut ben yağmur yağıyorum sensizliğe
uykusuzluğunun aralarına dağıt bu geceyi
bana, sana dair ne varsa
anlat yeni baştan hikayemizi
yol üstü ayaz düşmüş bir masanın kenarına otur
ve elimi tutan sağ elinle kavra bardağı
acısına,bayatına aldırmadan
tek şeker demli bir çay iç benim için
geride senle beraber düşüyorum yola
kaçak bir yolcu gibi biletsiz düşlerim
sen hayallerinle uğradıkça kentlerin tabelalarına
ben hayalsiz çıplaklığımla üşüyorum
herşey birdenbire oluyor
bak güz geldi gidiyor
o çok sevdiğimiz kestane mevsimi başlıyor
yolculuğun dağınık yerini
senin saçlarınla topluyorum
sen bir yolun seyrine imge
ben bir şiirin ağrısına deli
şimdi kapa gözlerini
yanına ütopyaları aşarak geliyorum
gözlerinin bulutlarından biletimi kes
ilk yağmuru akıttığında avucuna düşeceğim
...