SUS PAYI
Çiçeğin suya hasret o kavrukluğu
Esir almışken, Mümkün mü esareti uzak kılmak Sevgiden yana ne varsa. Küçük bir kıvılcım kadar belirsiz Güneş kadar yakıcı Suskunluğun depreştiği O izafi yalnızlık. Kanıtsız, tanıksız Tek şahit Yaratan Ve nezdinde iken onca insanın Görmekten aciz. Sus payı Mecbur kılındığım Sessizlik ile çevrili her yanım. Muhafazalı o dünyamın İlk misafiri görüp göreceğim O sancılı ikilemlerin Dem tutmuş acısı. Mihenk taşı belki de ömrün Yanarken için için. Mümkün kılınmazken Ettiğim onca yemin, Sakıncalı belki de Yüreğin ihtiva ettiği. Tabular yıkılmasa da Çoktan yıkılmadı mı dünya başıma. Solgun ya da solmaya mahkûm İçi boş bir küre, Kırılgan düşler Çoktan kalmadı mı yetim. |