KumlarSevgilim rüzgâr savuruyor kızıllığını Korkak bir tanrıya dönüşüyorsun Çan sesleri Yıldız altları Taşlar ve düşlerden rüyalar çiziyorum tabloya İlk kiraz çiçeklerinden kan damlıyor Küstümotlarında belli belirsiz gölge Beş olup katlanıyorlar gece yarısında Hiçliğe bakan bu oda Çok yığın yalnızlık Kimse kimseye öğretemiyor Sonsuzluk, su üzerindeki söz düellosunu Zamandan kopmuş menekşe Solmuşken acı çekebiliyor Acı çekiyor bir hikâyenin orta yerinde Hüznün bel kemiğindeki şiirler Bu şehir yansıyor yüzüme Kırık ışıklar, notalar yansıyor aşktan bahseden Deniz diplerinde boyası sökülen salyangoz kabukları Kendi ipliklerini kemiren hastalıklı fareler Yosunlu ayinler dökülüyor karanlığıma Bakır ustalarının sesleri Karaya vuran gemiler, kuş çığlıkları dökülüyor yatağıma Sevgilim, bir buluttan akıyor ay, bir şişe şarap Uzuyor kendi yalnızlığım, duvarlara çarpan kuşlar uzanıyor Bürünüyorum asılı duran yaprak şarkılarına Dört mevsim kederden geçen Kimse yok Tik tak- tik tak, bu cinayet anları hiç susmuyor Hiç susmuyor ezberimdeki ses |
oğuz kılıç tarafından 2/10/2015 4:42:58 PM zamanında düzenlenmiştir.