Anlamıyorsun Değil mi?
kenti içinden yarım bırakmalarla geçiyorum
arkamda çok göz yaşı bıraktım eli kanlı cellatlar birikti hep boğazımda durmadan boğazıma düğümlendin uykusuz gecelerimde gözlerimden düşen ilk damla hep senin adını hayırdı yere düşünceye kadar gerisi zaten dilsiz, zaten sağırdı biliyorum, sen de özlüyorsun o günleri içinden çıkılmayacak bir hal aldığında özlemin bir sigara daha yakıyorsun oysa ayakkabıların yatağının hemen ucunda çıkar gelirsin istersen durmadan koşarak yaklaşırsın sabah Gün’Eşin-e. kocaman bir sarılırsın bırakmazsın tenimin kokusunu rüzgara anlamıyor musun değil mi? çok şahane bir terk edişin var bunu öylesine söylemiyorum bir gidiyorsun var ya insanın peşinden gelesi geliyor ardın sıra koştursam da şimdi artık hiçbir yağmur sadece bize yağmayacak hiçbir nargile sadece bizim için yanmayacak ki yanan adisyonlar hala duruyor oysa sana bir kent olarak gelmiştim içimde hüzünlerim, ihanetlerim, sadakatim ellerimde yeni yetme umutlar dört nala uzayıp giden sevdalar acımadı ki acımadı ki diye ağlayan çocukluğum sana her şeyimle gelmiştim isteseydin en mert yanımı kırmızı halı diye önüne serebilirdim ömrüm dediğim insana ömrümü feda edebilirdim ama sen... anlamıyor değil mi? insan en çok yalnız kalınca anlıyor içinde beslediğinin ne kadar büyüdüğünü zaman gelecek içimdeki beni besler olacak adamlığına sözüm yok giderim dedin gittin içimde yarım bıraktın kendini ama şiirlerime battığın kadar kadınsın bu cümlenin sonunda kadınımsın demek isterdim ama... anlamıyorsun değil mi? artık seni sevmiyorum derken titreyen sesinle gelsen yine nerde olursa olsun, sarılsan bana öyle hazmedemeyip yüzüme kussan beni sevdiğini durmadan bana koşsan durmadan yürüsek durmadan yorulsak durmadan ıslansak durmadan azalırken aynı zamanda katlansak durmadan kırılsak durmadan biz olsak ve tam durmaya yüz tutmuşken gölgelerimiz dönüp bana; durma-seni seviyorum desen ama.. ama anlamıyorsun değil mi? içinde umursamazlığın birikmiş anlamazsın M. Hanifi Kesik |