diyarbekir.Doğunun en son istasyonunu biliyor musunuz? Kadim yalnızlıkların sır gibi gizlendiği o en son istasyon. Acıların ve mutlulukların biteviye gizlendiği o en son banliyö. Bazen bir mavi trenin siren sesiyle, Bazen de bir kara tiren gibi hayatınızdan habersiz geçen o yalnızlık. Bileniniz vardır elbette. Hani öyle dediğime bakmayın Çoğunuz gelip gittiniz biliyorum Kiminiz bavulunu alıp topladı hepten geldi,bir daha gitmedi, Kiminiz daracık sokaklarında bilye oynayan yanık yüzlü çocuklarına birikmiş tebessümler bıraktınız geçerken. fötr şapkalı yaşı geçkin bir adamın elini Kürtçe sıktınız. Kürtçe bir melodi dinlediniz ağzından Ve sonra içinize öyle işledi ki bu yüzlerce yıllık yalnızlık Bu hüznün türküsü Gittiğiniz yerde hiçbir zaman unutmadınız. Bende unutmadım tıpkı sizin gibi. Henüz küçük bir çocukken kurşunla harmanlanmış beden taşlarında gezerken anlamaya başlamıştım bu istasyonun nasıl da kadim olduğunu. biraz daha büyüyünce garipsediğim uzun saçlı seyyah rehberlerin peşine takılırdım. takıldıkça bu kadim kokuyu ilmek ilmek içime işliyordum. İşledikçe bu yazgının yalnızlığını daha iyi anlıyordum. Şimdi ne zaman bu duyguyu hissetsem Bir diyarbekir takılır umutlu şiirlerime… ekim/2014 |