Aşk'ı vel Asr-Tiryakisi olmayacaktın girmeseydin Aşk yoluna- bohçana doldur az ama öz şiirleri kağıt parçalarında kalsın içimi burksun feryat biraz imge tadı bırak buğulu gözümde mevsimsiz geldiğin nisan yağmurlarında sürüklen hayatın ara duraklarına unut git unutmamayı bana bırak unutuluş sanrılarıyla üşüyüp titrerim üzülürüm çilekeş şiirler papatya olur seviyor, sevmiyora dökülür bir yaprağı hüzün diğer yaprağı ebruli bir diğer yaprağı deniz elimde kalan dal bana gaipten ’ceee’ der solar inkar eder Aşk’ı beyaz -sadece vardın sevgili damarlarımdan beynime düşüncemden yüreğime A.. -susamış yanmıştık ikimiz de içtiğimiz zemzemdi yudumladıkca temizlendi ruhumuz Ş. -sözcükler gırtlağıma sıkışır elimde ölü heceler değişik kelimeler işkenceyle şiir yazıyorum K ah bu Asr-ı Aşk; hamuru insan, ruhu insan bir sen vardın kalbimin atışını hızlandıran sende git içim çekilsin çocukça başımı yaslıyım yârimin görmeden gittiği içi o ve sen dolu şiirlere -Ey yar üzülme; nisan yağmurlarını yasakladım kendime Ve Aşk her mevsim bana yasak. |
Dün çocuktu
Bugün mektepli kız oldu.
Siyah önlüğü tebeşir tozu
Dudakları al,
Parmak uçları siyah mürekkep
Elinde okul çantası.
Kuş misali mektepli kız
Mektepli kızın başında sevda eser,
Göz altında öyle bakar ki;
Gözü gözümü keser.
---- 20.09.1959 - İslahiye
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul