ARTIK ÇOK GEÇgün ışığında yolcular geçiyor toprağı tel kırma işler gibi işliyor yorgun gönüller kırgın sırtlarında bir deve yükü yük kalplerinde kederin en incesi hangi sazda türkü olmuştur dillerde yürüyüp giden kervanın ardından sığmazken dert edinirken incir çekirdeğini doldurmayan dertleri günleri çileleri çile edinirken gün ışığında yolcular geçiyor sevdarın o miskin yalnızlıklarında yağmurlar ağızları bıçak açmıyor sen bırakıp gidiyorsun öte denizler aşırı kalbimden uzaklara faydasız umarsız gözlerinde umman olmuş yaşlar mevsimlerini yitirmiş iklimlerde adını haykırışlar boşuna saklı kalbin en derin köşesinde artık çok geç gün ışığında yolcular geçiyor son yolcuğunda dört kollu imamın kayığında sevmek için çok geç bir gün ve düşünmek kifayetsiz Anlamı olur du ancak severken sevilmenin sil baştan yarat ! sil baştan yaşa! gün doğarken veya batarken yeniden hayata tutun bir gün bile olsa bir dakika da yaşamak güzel bir anlamı olmalı olmasa da ne fayda gün ışığında yolcular geçiyor yorgun telgrafın tellerinde kuşlar dizili yağmurlar geçiyor bulutlardan gün ışığına inat! bırakmıyor sırat! ebemkuşağında saklı gizi renklerin sevmenin ve sevilmenin karşılıksız pazarlıksız katıksız insanın doğduğu ve öldüğü o ilk gün gün ışığında yolcular geçiyor yorgun iki sevinç bir arada yaşamla ölüm arasında her canlının dünyaya gelişi.. ve insanoğlu nasıl dayanıyor bilmem Bu gidişata gün ışığında yolcular gelip geçiyor var ardında bir sürü hatıra yaşarken hatır sormayı unuturken hep en sona bırakır sevdiklerini sevdiğini söylemeyi utanıp sıkılır günler gelip geçer geriye kalan ertelenen sevgiler kalır söylenmemiş sözler kalır hayıflanılır.. bir balliyo treni gibi ne yazık ömür bitmiştir.. Yaşarken sevdiklerinizi sevdiğinizi söylemek için geç kalmayın! Nurten Ak Aygen 23.09.2014 29.09.2014 |
Hazan vurmuş ya da tohuma durmuş hangi gül goncasına geri döner...
Çok çok manidar bir şiirdi....
Kutladım